Uçak Dalaman Havalimanına indiği sırada güneş henüz batmak üzereydi. Uçaktan iner inmez bedenini geriye doğru itip gerindi Zafer. Günlerdir yaşadığı stresten bütün adaleleri kasılmıştı. Yasemin'e rest çekmesinin üzerinden iki gün geçmişti. Genç kız daha o akşam babaannesinin evine gitmiş ve bir daha gelmemişti. Zafer enine boyuna düşünmüştü iki gün boyunca. Geceleri uykusuz geçen saatlerin sonunda bütün gücünü toplayarak verdiği kararı uygulamaya sokmuş ve ilk uçakla Dalaman'a gelmişti... Bir taksi tutarak bu sevimli ilçenin merkezine geldi. Çarşı içindeki bir otele yerleşti. Heyecanı inanılmaz bir safhadaydı. Yalçın Ulucan'dan aldığı adrese bir daha baktı. "Murat Çay Bahçesi-Dalaman"... Yeniden bir taksiye bindi ve adresi uzattı. Şoför gülümsedi uzatılan kağıdı okuyunca: - Bey abi, gitmek istediğin yer yüzeli metre ötede. Yine de taksiyle gideceğim dersen götüreyim ama şu caddeyi geçtiğin zaman karşı yakada hemen göreceksin. Zafer başını salladı: - Yürüyecek hâlim yok delikanlı, sen yine beni arabayla götür. Şoför omuzlarını kaldırdı ve "sen bilirsin" diyerek motoru çalıştırdı. İki dakika sonra çay bahçesinin önündeydi. Parayı ödeyip içeri girdi. Masalardan birine oturdu. Yemyeşil ulu ağaçların gölgesindeki çay bahçesinin orta yerinde taş bir havuz vardı. Yanına gelen garsona bir çay ısmarladı ve ardından hemen sordu: - Buranın sahibi olan Huriye Hanımı nerede bulabilirim? Garson gözlerini kısarak baktı Zafer'e. Şüpheli bir ses tonuyla sordu: - Ne yapacaksınız Huriye Hanımı? - Bir konuda görüşmek istiyorum. Nasıl ulaşabilirim kendisine? Garson dudak büktü: - Ben Metin Abiyi çağırayım, onunla görüşün. Ben bilemem. Biraz sonra Metin masaya geldi: - Merhaba, ben Metin, buranın işletmecisiyim. Huriye Hanımı sormuşsunuz! Zafer eliyle sandalyeyi işaret etti: - Otur delikanlı, Huriye Hanımla görüşmem lazım, ben İstanbul'dan geliyorum. Murat'ın arkadaşının babasıyım. Onu nerede bulabilirim? Metin dikkatle baktı, adamın gözlerindeki içtenlik rahatlatmıştı onu: - Telefon edip çağırayım buraya. Eğer müsaitse tabii. Biraz müsaade edin. Yerinden kalkıp çay ocağına doğru yürüdü. Bu sırada Zafer'in çayı gelmişti. Adam ufak yudumlar almaya başladı bardağından. Az sonra Metin döndü: - Birazdan gelecek Huriye Abla, zaten evden çıkmak üzereymiş. Kim olduğunuzu sordu, dediklerinizi söyledim. On dakikaya kadar burada olur... DEVAMI YARIN