Teneke Enke ...Sadece Enke mi? Hakan, Luciano, Ümit, Erhan, Kemal, Selçuk, Serhat al birini vur hepsini birbirlerine... F.Bahçeli yöneticilerin, bilhassa da başkan Aziz Yıldırım'ın dün akşam maçı izlerken hiç yüzleri kızardı mı acaba? Bir zamanlar 'Tu kaka' dedikleri 36'lık Saffet'le Uche'yi İstanbulspor savunmasına demirden duvar örerken yürekleri hiç sızladı mı? "Tek suçum F.Bahçe'yi sevmek" diyen genç kaleci Oğuz Dağlaroğlu'nun, hani şu meşhur F.Bahçe Tarihi'ni yazan efsane Rüştü Dağlaroğlu'nun torunu genç kaleciyi sözüm ona dalga galga gelen F.Bahçe ataklarını rahatlıkla bertaraf ederken vicdanları sızladı mı? Dahi (!) Daum'un müthiş takımı dün gece amatör bir takım görüntüsündeydi. Vatandaş Enke, tam bir çuval. Yaptığı hataların birini genç Recep veya Volkan yapsa Daum acaba bu kadar tahammüllü olur muydu? Sambacı (!) Luciano ne kademede ne oyun kurmada ne hava toplarında F.Bahçe'nin aradığı adam değil. Ümit'le müthiş uyumsuzlar. Mahmut Hanefi gibi başarıya aç, hırslı, agresif, oyuna sürekli katılan genç bir yıldız varken sırf Almanca biliyor diye olsa gerek Erhan Albayrak'daki ısrarda son derece yanlış. Aynı tip futbolcular Kemal, Marco ve Selçuk'un farklı görevlerde kullanıldığı orta saha tam bir rezalet. Ümit Milli ve A Milli Takım Teknik Direktörleri'nin sürekli ileri ikilide oynattığı FIFA Konfederasyon Kupası'nda bütün dünya futbol kamuoyunun dikkatlerini çektiği Tuncay'ın sol çizgiye mahkûm etmek hangi sivri zekanın ürünü? Son olarak şunu söylemek istiyorum. Yıllardır söylüyorum. Bu takıma gelen teknik adamların, futbolcuların hepsi kaliteli ancak en çok gerekli olan birlik, beraberlik ve sevgi ortamı tahsis edilmediği sürece bu olumsuzluklar daha çok sürecek. Ta ki, bu ortamın oluşmasına sebep olan zihniyet kulübün başından uzaklaşana kadar. Bir kulübün başkanı ligin başladığı gün gazetelere çarşaf çarşaf savaş ilanı verirse olacağı işte bu olur. Balık baştan kokuyor...