Gizemli Doğu ekonomisi

Başbakanımız kafasına anayasa kitapçığını yediği gün etrafımdakilere dönmüş ve doların en geç üç ay içinde bir buçuk milyon TL'ye vuracağını söylemiştim. Ben ekonomist falan değilim. Aslına bakarsanız cüzdanındaki parayı aklı başında hamlelerle harcamayı bile beceremeyen tipik bir Türkiye vatandaşıyım. Zaten isabetli tahminlerimin altında bu iki özelliğim bulunuyor. Şu anda ülkemizde yaşanmakta olan gelişmeleri hiçbir ekonomi kitabı öngörmüyor. Kemal Derviş'e katılmıyorum. Nisan ayının sonunda doların bir milyon yüz bin TL seviyesine ineceğini söylemiş. Uzun yıllardır Türkiye'de yaşamadığı nasıl da belli! Bu topraklarda her şey olur ama doların fiyatı düşmez. Düşemez! Doların gerçek ederi bir buçuk milyon TL. O seviyeye oturuncaya kadar dalgalanmaya devam edecektir. Ondan sonrası ise Allah kerim. Sayın Derviş ilk günden beri bende güven uyandırmıyor. Bunu defalarca yazdım. Bu ülkenin gerçeklerinden habersiz. Amerika şartlarını baz alıyor. Halbuki burası tarih boyunca çalkalanmalara sahne olmuş gizemli doğu. Ve gizemimiz insanı çarpıyor. Hele de Washington'ın ruhsuz ortamından sonra. Kuluçka dönemi süren ekonomik program açıklansa bile hiçbir şey değişmeyecektir. Yabancı devlet adamlarının "Türkiye bu krizi aşacak güçtedir" beyanatlarının da kıymeti yok. Türkiye o denli güçlü olsaydı öncelikle bu krize girmezdi. Bir de hâlâ halktan fedakarlık isteme edebiyatı yok mu, insanı hasta ediyor. Peki ne olacak? Karamsar olduğumu düşüneceksiniz ama görünen köy kılavuz istemez. Öncelikle hırsızlık ve gasp olayları artacak. Şiddet yaygınlaşacak. Sonrasında bir halk ayaklanması bile olabilir. Ve hepimiz bu çapta bir sıkıntıyı ancak kimin bastırabileceğini biliyoruz. Türkiye'nin bu karanlığından iktidarı sorumlu görüyorum. Ancak ne yazık ki seçime gidilse alternatif bir sonuç çıkartmak da mümkün değil. Köşeye sıkıştık. Bunlar gerçekleşirse sayın Derviş valizini toplayıp gidebilir. Ama söyler misiniz bizim gidecek yerimiz var mı? Cevap açık değil mi?..