Haftanın tahmini

D.BAKIR-BEŞİKTAŞ Anlaşılır bir oyun yapısına kavuştu Beşiktaş. Bir iki mevkide futbolcu yetersizliği olsa da, takım hareketi bir mantık üzerine yürüyor... Diyar'ın derdi bitmiyor. Doğru teknik adamı buluyor, doğru kadroyu oluşturuyor. Bu kadro bu kadar oynar noktasını yakalıyor. İhtiyaca cevap verecek kadar futbol oynanıyor. Fakat futbolun düdükçüleri müsaade etmiyor... Beraberlik ağır basıyor bu oyunda... (İlk maç: 1-1) K.ERCİYES-A.GÜCÜ Hastalığı tedavi edemedi Güçlüler. Yine bir teknik adamın kellesi gitti. Nedir bu sorunun cevabı? Başkanı, yöneticisi, futbolcu kadrosu, taraftarı, yok mudur hiç payı? Değişen teknik adam oluyor her defa. Hastalığı tedavi etsin diye seçilen teknik adama bakar mısın? Nerede bir başarı göstermişte bu ameliyata hak kazanmış? Yeni kan, yeni heyecan birkaç haftalık çıkış olabilir... Üç ihtimal de çıkabilir. (İlk maç: 2-1 Erciyes) V.MANİSA-SİVAS Düşüşe geçti Sivas. Takım hareketinde kopmalar oldu. Başarıyı kendinden sayanlar, sistemden çıktı. Tam tersi bir değişimi Manisa'da görüyoruz. Orada her şey Ersun Yanal'dan sorulur. Yanal markalı futbol felsefesi şehri sardı. Bir de sistemi işletecek ayakların kalitesi eklendi, her maçı kazanmaya oynuyor Manisa. (İlk maç: 1-0 Sivas) SAMSUN-F.BAHÇE Samsun'un dikkat çeken bir yükselişi var. Erdoğan Hoca oyun yapısını oturttu. Her futbolcu maksimum performansla oynuyor. Bu futbol her rakibe karşı koyar. Bu devreye topal girdi Fener. Düşük vites seyrediyor futbol. Rakiplerin tempo artırmasına teslim oluyor. Her tarafından araz veriyor. Rakibin yorulduğu ya da geri çekildiği, ürktüğü ortamda Daum'un taktikleri işlemeye başlıyor. Fener'in ne oynayacağı ortada. Sonucu Erdoğan Arıca'nın maçı oynama isteği belirler... (İlk maç: 5-2 F.Bahçe) Ç.RİZE-ANKARA Liderin karşısında bir 60 dakika futbol dersi verdi Ç.Rize. Alkışa değerdi o futbol. Önemli olan her rakibe karşı uygulamak ve de süreyi uzatmak. Ankara için söylenecek güzel şey yok. İyi bir teknik adam ve iyiliğini korumayı beceren birkaç futbolcu hepsi o kadar. Sistem, taktik, ferdi, grup ya da takım hareketi diye bir şey yok ortada. Rize'nin galibiyetinden başka şey yazmak ayıp olur. (İlk maç: 0-0) DENİZLİ-KONYA Şükür, takım arkadaşım Nurullah Sağlam için güzel yazma fırsatı doğdu. Her yönden dibe düşmüş kadroyu yükseltti hoca. Mevcutların yükselen performansı, doğru takviyeler ve kısa dönemde uyum sağlanması 'Sağlam' adım olsa gerek... Son maçı rahat kazandı Konya. İç sahanın yürekli futbolu dışarı taşınır mı bilinmez. Bir ihtimal beraberlik sonrası Denizli... (İlk maç: 1-0 Konya) G.BİRLİĞİ-KAYSERİ Nasıl tarif edilir Gençler'in futbolu bilmem ki? Kazandığı her topa, rakibi ortak etmenin mantığı ne? Hiç hazırlık pası yapmadan direk kaleye koşmanın faydası var mı? Silah zoruyla gol atmak istiyorlar sanki. Kolay bir yol olmalı. Dahası o kadar gereksiz faullere her hakem müsaade etmez... Dengeli bir takım Kayseri. Üzerine dengesiz geleni affetmez. Önce beraberlik sonra. (İlk maç: 2-0 Kayseri) TRABZON-MALATYA Son maçı iyi geçti Trabzon. Her hamlesiyle geleceği aydınlattı bordo-mavililer. O futbol yapısı gelişerek devam ederse, yakın dönemde zirveye vurur Trabzonspor. Takım savunması, orta saha düzeni, hücum aksiyonları çalışılmış, olgunlaşmış bir yapı arz etti. Takviyeler katkı yapmış Malatya'ya. Futbolcunun iyisinden anlar Ziya Hoca. Kafasındaki kadroyu kurduğunda iyi de futbol oynatır Ziya Hoca. Dahası Trabzon ile kapanmamış bir hesabı var hocanın. Zor da olsa Trabzon kazanır. (İlk maç: 1-1) G.SARAY-G.ANTEP Eksiklerin yeri dolmuyor. Mecburiyetten forma giyenler ihtiyacı görmüyor. Hakan Şükür'ün yedek kalmasını bu satırların yazarı anlamıyor. İş bilmez yönetim, eli sopalı taraftar, paralı yabancılar, bizim çocuk diye evde aç bırakılan yerliler. Bu ortamda hâlâ yarıştaysa G.Saray varın ligin halini siz düşünün... Dış sahada daha etkili G.Antep. Hızlı hücumlarla iş yapan bir takım Antep. Ali Sami Yen'de o boşluğu bulamazlar sanıyorum. G.Saray kazanır. (İlk maç: 2-2)