Karşımızdaki insanı küçümsemek için "Çocuk gibi davranıyorsun, çocukça düşünüyorsun" deriz. Aslında bu sözler onu alçaltmıyor, yükseltiyor. Çünkü, çocuk gibi düşünmek, dünyaya geniş bir açıyla bakabilmektir. Onların dünyası bizimkinden daha çok saf ve daha temiz. Gözlerinden hiçbir şey kaçmıyor, en ince ayrıntısına kadar olayları sorguluyorlar. Israrlı sorularla karşı tarafı cevaba zorluyorlar. Bazen o kadar ince noktaları yakalıyorlar ki, şaşmamak elde değil. Bursa'dan Arzu Salkım'ın gönderdiği hikayecik, sanırım her şeyi daha iyi özetliyor. Minik benekler "Babası Arjantin'in en ağır cezalarının verildiği bir hapishanede mahkum olan küçük kız, her hafta sonu onu ziyaret amacıyla annesiyle birlikte hapishaneye gidermiş. Ziyaretlerin birinde küçük kız, babasına kuşları anlatan bir resim çizer. Ancak, hapishane kurallarınca özgürlüğü çağrıştıran her türlü şey yasaktır ve kuş tam da bunu simgelemektedir. Bu sebeple görevliler, resmi oracıkta yırtıp atar. Buna çok üzülen küçük kızı, babası zor teselli eder: - Üzülme kızım, daha güzelini çizersin. Yalnız biraz daha dikkatli ol... Küçük kız diğer ziyaretinde babasına yeni bir resim çizip götürür. Bu sefer kuş yerine bir elma ağacı ve üzerine siyah minik benekler çizmiştir. Babası keyifle resme bakar ve sorar: - Ne güzel bir ağaç bu. Üzerindeki siyah benekler ne? Elma mı? Küçük kız babasına eğilerek, sessizce der ki: - Sussssssss, kimse duymasın! O benekler, ağacın içinde saklanan kuşların gözleri..." >>> Savaş hazırlığı Televizyon filminde Kızılderililerin yüzlerini boyadıklarını gören Veli, sordu: - Baba ne yapıyorlar bunlar böyle? - Savaşa hazırlanıyorlar, oğlum... Veli, ertesi sabah annesini makyaj yaparken görünce koşup babasının yanına geldi: - Baba, kötü şeyler olacak. Annem içerde savaş hazırlığı yapıyor... >>> Bize yazın Çocuklar kendi çalışmalarınızı gönderin yayınlayalım. İşte adresimiz Türkiye Gazetesi "Oyun Parkı Sayfası" 29 Ekim Caddesi 34197 Yenibosna İSTANBUL