Bir kere şunu baştan kabul edelim ki; Quaresma ile iki ayrı takım oluyor Beşiktaş. Onun bir şeyler yapmasını bekleyen ve onun bir şeyler yapmasına güvenen 7-8 kişi ayrı bir takım oluşturuyor, Quaresma ise ayrı bir takım gibi oynuyor. Mutlaka kendine oynadığı bir bölüm var ve bu bölüm takıma oynadığı zaman diliminden çok daha fazla... Bu hep yazmak istediği bir Beşiktaş gerçeğiydi ve sonunda ben de muradıma erdim. Maça gelince... Bu sezon hep olduğu gibi her an atabilecek, ama her an da yiyebilecek gibiydi Beşiktaş maç boyunca. İlk yarıda iki mutlak golü Rüştü"nün tecrübesi ve hâlâ yerinde olan harika refleksleri önledi. Bu kadar yabancı yıldız arasında iki zor maçta iki zor ve kritik golü bulan adamın adının da Ekrem olması ayrı bir "tez konusu" olmalı gibi geldi bana. Diğer tez konuları ise Schuster'in bunalımları, soyunma odası kavgaları ve Quaresma'nın gölgesine çalımları... İkinci yarıda hiç de Kiev yorgunu gibi görünmeyen Beşiktaş çok daha diri kaldı Ekrem'in kuyruğuna Guti de katıldı. Antalyaspor'un ise hem kafası karışık, hem de havasını kaybetmiş göründüğünü de söylemeliyim. Yalandan oynuyor gibiydiler. Zor maçı rahat geçti Beşiktaş ve bunun bile baş aktörü Rüştü oldu; dersem, bunun da ayrı bir tez konusu olduğunu vurgulamış olurum herhalde...