Maçı kimin kazandığından daha önemlisi Galatasaray'ın geleceğinde kimin daha fazla söz sahibi olacağının sorgulandığı bir maçtı.
Ayrıca Galatasaray'ın 'Alex Ferguson sonrası Manchester United' durumuna düşeceği belli idi ama zamanı hemen mi yoksa 'az sonra' mı; işte orası belli değildi. Fatih Terim'in kadro mühendisliği ve tabii ki 'ruhu' herkesin silip onun güvendiği Baytar'dan muhteşem bir gol bulmuş...
Rakibine nefes aldırmamış...
Serbest vuruşu kimin kullanacağına tribünler karar verir olmuş...
Burak atılacakları atamamış ama tribünler onu bağrına basmış...
Kucağına bıraktıkları Snejider yürürken, alınması için çırpındığı Bruma tutulamaz olmuş.
Terim ruhu buram buram...
33. dakikada 'yengeyle birlikte kucağına bırakılan' Sneijder'e kemendi atan Şaş ve Davala'yı da kutlarım bu arada...
İkinci yarıda oynayan taraf Rizespor ve Rıza Hoca'nın taktik hamleleri idi.
Galatasaray ise gelecek haftaların perişanlığının sinyallerini vererek maçın sonuna ulaşmaya çalışan taraftı...
Burak'ın karşı karşıya gol atabilme ve ofsayttan kaçabilme özrü devam etti ve dükkânda ne kadar porselen varsa kırıldı...
Yerde yatan kaleciye tünel açmaya çalışan ve boş kaleye bile atamayan Burak tahammülün sınırlarını zorlarken, Drogba'nın enerjisinden utanmayan adamlar kaybetti...
Yıldırım Demirören, Ünal Aysal, Bülent Tulun, Sneijder ve Galatasaray kaybetmiş...
Fatih Terim kazanmıştır...
Yerde yatan kaleciyi bile geçemeyen Burak
KIRILMA ANI
Burak Yılmaz'ın kaçırdığı goller