Allahü teâlâ, insanı dört zıt şeyden yarattı!

A -
A +

"Allahü teâlâ kendisini tanıman, O’na boyun eğmen ve itaat etmen husûsunda seni imtihan ediyor."

 

 

 

Kâdı Abdullah Debbûsî hazretleri Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. Buhârâ’nın meşhûr yedi kadısından biridir. 430 (m. 1039) yılında Buhârâ’da vefât etti. 

 

Debbûsî, Te’sîs-ün-nazar kitabında bazı fıkhî meseleler hakkında mukayeseli olarak yaptığı açıklamalarda diyor ki:

 

İmâm-ı a’zama göre, “Kıble cihetini araştırdıktan ve namaz kıldıktan sonra, kıbleye karşı namaz kılmadığını öğrense, namazı sahîhdir. Namazını iade etmez. İmâm-ı Şafiî’ye göre ise, caiz değildir. Namazını iade eder.”

 

İmâm-ı a’zama göre: “Yemîn keffâreti olarak, on gün devamla, günde iki defa bir fakirin karnını doyurmak veya fitre miktarı parayı vermekle yemîn keffâreti yerine getirilir.”

 

İmâmı a’zama göre: “Gusül abdesti alırken ağza su vermek (mazmaza) ve burna su vermek (istinşak) guslün farzlarındandır. İmâm-ı Şafiî’ye göre ise; mazmaza ve istinşak guslün farzlarından değildir. İkisi de sünnettir.” 

 

Kitâb-ül-emed-ül-aksâ adlı eserinden seçmeler:

 

Her şeyi yoktan yaratan, zıt şeyleri; kayıtsız, şartsız bir araya getiren ve birbirine zıt olan şeyleri yaratılışa asıl kılan Allahü teâlâya hamd olsun. O, dilediğini yapar. Meâlen “O, yaptığından sorulmaz” (Enbiyâ-23). Fakat kullar yaptıklarından mes’ûldür. Hürmetine âlemleri yarattığı ve âdemoğlu arasından seçtiği Peygamberi Muhammed aleyhisselâma da salâtü selâm olsun. Allahü teâlâ, insanı, dört zıt şeyden yarattı. Bu dört şey; sıcak, soğuk, yaş ve kurudur. Bunları; su, toprak, rüzgâr ve ateş ile alâkalı kıldı. Bunlar, birbirinin zıddıdır. Dünyâyı âhıret için bir imtihan yeri olarak yarattı. Her kulun Rabbine hamd etmesi lâzımdır. Çünkü onu yaratıp, yaşatan ve rızık veren Allahü teâlâdır. O’nun Resûlüne de salât okuması lâzımdır. Allahü teâlâya hamd olsun. O’nun Resûlüne selâm olsun.

 

Ey hidâyet nûrunu kazanmış ve kurtuluşa kavuşan kardeşim! İyi bilki, şüphesiz Allahü teâlâ seni kul olarak yarattı. Kendisini tanıman, O’na boyun eğmen ve itaat etmen husûsunda seni imtihan ediyor. Tâbi tutulduğun imtihanın dört yönü vardır. İki tanesi ubûdiyyet ve ibadettir. Kulluk, senin nefsinin sıfatı, ibâdet ise işinin sıfatıdır. O hâlde her akıl sahibinin, kendisini yaratan ve nimetler ihsân eden Rabbini tanıması, O’nun taksimine ve verdiğine râzı olması, kaderine rızâ göstermesi lâzımdır. Râzı olmanın en aşağı derecesi, Rabbinin nimetlerine, ihsânlarına ve iyiliklerine şükretmekten âciz olduğunu bilmesidir...

 

 

 

Vehbi Tülek'in önceki yazıları...