"Bu ümmetten bir kimse çok günahkâr olsa, abdest aldığı gibi, onu bütün günahlarından temizlerim ve Cennetime sokarım..."
Altıparmak
Mehmed Efendi, Osmanlı âlimlerindendir. Aslen Üsküplüdür. Din ve fen
ilimlerini memleketinde öğrendi. Tahsilini tamamladıktan sonra tasavvuf
yoluna meylederek, Şeyh Cafer Efendi'ye talebe oldu. Daha sonra
İstanbul'a gelerek hadis ve tefsir dersleri okuttu. Sonra Mısır'a gitti.
1033 (m. 1623)'de Kahire'de vefat etti. Altıparmak ismiyle meşhur olan
"Me'âric-ün-nübüvve" tercümesinden bazı bölümler:
Allahü
teâlâ, âyet-i kerimede mealen; "Ben yeryüzüne halife halk
ediciyim" buyurdu. Bunun üzerine melekler; "Ya Rabbi yeryüzünde fesat
çıkarıp kan dökenleri mi yaratacaksın?" dediler. Melekler halife
kelimesinden ötürü böyle düşünüp söylediler. Zira fesat etmeyenlere
halife lazım olmaz. Halife yaratmaktan murat, günah ve isyan edilmesi
ise, Allahü teâlâ cinleri niçin helak etti. Eğer murat itaat ise, biz
seni tesbih, tahmid ve takdis ederiz, dediler. Cenâb-ı Hak onlara
cevabında mealen; "Sizin bilmediğinizi ben bilirim (Bekara 30)" buyurdu.
Melekler bu cevabı alınca söylediklerinden dolayı pişman oldular. Bizi
alakadar etmeyen şeyi niçin söyledik, deyip zellelerini affettirmek için
bin sene Kürsî'yi tavaf eylediler. "Lebbeyk Allahümme lebbeyk (Senden
af ve mağfiret dileriz)" dediler.
Ravzat-ül-ülemâ adlı eserde şöyle yazmaktadır:
Melekler,
gazab-ı ilahiden korktuklarından, her gün Arş'ı tavaf edip, ağlayıp
sızlayarak Hak teâlânın gazabından yine O'na sığınırlardı. Hak teâlâ
onlardan hoşnut olup, hallerine acıdı ve; "Ey meleklerim! Sizler
mağfiretimi ister misiniz?" buyurdu. Melekler; "İsteriz ya Rabbi! Biz
bilmediğimiz işe karıştık. Af edip gazabından bizi emin eyle" dediler.
Cenâb-ı Hak buyurdu ki: "Arş'ın altında bir nehir vardır. Ondan abdest
alın." Melekler o nehirden abdest aldılar. Allahü teâlâ onlara:
(Sübhânekallahümme vebihamdike eşhedü enlâ ilahe illâ ente estagfirüke
ve etûbü ileyke) duasını okuyun" buyurdu. Melekler; "Ya Rabbi! Bu amelin
sevabı nedir?" diye sordular. Allahü teâlâ; "Ellerin, ayakların,
yüzlerin işlediği ve bilcümle bütün günahları, onunla af edip,
temizlerim" buyurdu. Melekler; "Ey Rabbimiz! Bu ihsan bize mi mahsustur.
Yoksa her kim bu ameli işlese mağfiretin ile müşerref olur mu?"
dediler. Cenâb-ı Hak: "Bu amel, ümmet-i Muhammed'e mahsustur. Bu
ümmetten bir kimse çok günahkâr olsa, abdest aldığı gibi, onu bütün
günahlarından temizlerim ve Cennetime sokarım" buyurdu.