“İlmin azalması, âlimlerin azalması ile olur. Cahil din adamları, kendi görüşleri ile fetvâ vererek fitne çıkarırlar. İnsanları doğru yoldan saptırırlar.”
Yahyâ Sekafî hazretleri büyük hadîs âlimlerindendir. 150 (m. 767)’de Türkistan’da Bağlan’da doğdu. 240 (m. 855)’de vefât etti. Rivâyet ettiği hadîs-i şerîflerin bazıları şunlardır:
“İlmin azalması, âlimlerin azalması ile olur. Cahil din adamları, kendi görüşleri ile fetvâ vererek fitne çıkarırlar. İnsanları doğru yoldan saptırırlar.”
“Dünyada adâleti gözetenler, kıyâmette, böyle davranmalarının mükafatı olarak inciden minber üzerinde otururlar.”
“İnsanlara merhamet edene, Allahü teâlâ merhamet eder.”
“Cebrâil bana komşu haklarından o kadar çok bahsetti ki, komşunun komşuya mirasçı olacağını zannettim.”
“Kalbinde kibrin zerresi bulunan, Cennete giremez.”
Resûlullah’a “amellerin en efdali hangisidir” diye soruldu. Buyurdu ki: “Fakirlere yemek yedirmek, tanıdığına ve tanımadığına selâm vermektir.”
“Namazı şartlarına uygun olarak kılanlara, o namaz kıyâmet günü delîl ve kurtuluş olur. Ona devam etmeyenler kıyâmet günü perişan olurlar.”
“Cemâatle namaz kılmak için yola çıkan kimsenin, attığı her adımda bir günahı silinir ve amel defterine bir sevap yazılır.”
“Allaha ve âhiret gününe îmân eden, misâfirine ikram etsin. Allaha ve âhiret gününe inanan, komşusuna hürmet etsin. Allaha ve âhiret gününe îmân eden, hayrı söylesin, yahut sussun.”
“Cehennemden uzaklaşıp, Cennet’e girmek isteyen son nefeste Kelime-i şehâdet söylesin ve kendisine yapılmasını arzu ettiği şeyleri başkasına yapsın.”
“Sadakanın en faziletlisi, iki dargın kimsenin arasını bulmaktır.”
“Dört sıfata sahip olduktan sonra dünyâdan başka bir şey kazanamadığına ehemmiyet verme! Bunlar, emaneti muhafaza etmek, sözün doğrusunu söylemek, güzel huylu olmak, afif olmak.”
“Yiyiniz, içiniz, sadaka veriniz, isrâfsız ve tekebbürsüz (kibirsiz) giyininiz. Cenâb-ı Hak nimetlerinin kul üzerinde görülmesini ister.”
“Bize karşı silah taşıyan bizden değildir.”
“Küçüğümüze acımayan, büyüğümüze hürmet etmeyen bizden değildir.”
“Sizin kıyâmet günü bana en yakınınızın, en sevgili olanınızın kim olduğunu haber vereyim mi? En iyi huylularınızdır.”
Birisi Resûl-i Ekrem’e (sallallahü aleyhi ve sellem) geldi ve “Sana bi’at için geldim. Geride ana ve babamı ağlar bıraktım.” Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) ona “Geri dön, onları ağlattığın gibi güldür” buyurmuş ve bi’atını kabul etmemiştir.