Resûlullah efendimiz şöyle buyurdu ki: "Dikkat ediniz! Allahü teâlâ sizi dünyâda halifesi kılmıştır!"
Muhammed bin Hasen Nakkaş hazretleri hadîs ve tefsîr âlimidir. 266 (m. 879)’da Bağdâd’da doğdu ve orada yetişti. 351 (m. 952) yılında vefât etti. İlim öğrenmek için Kûfe, Basra, Mekke-i mükerreme, Mısır, Şam, Cezîre, Musul, Cibâl ve Horasan’a gitti. Buralarda meşhûr âlimlerin derslerinde ve sohbetlerinde bulundu. Zamanında kırâat ve tefsîr ilminde Irak’ın en büyük âlimi oldu. Yüz bin hadîs-i şerîfi râvileriyle birlikte ezberleyerek hadîs ilminde hafız oldu. Bildirdiği bir hadîs-i şerîf şöyledir: Abdullah bin Abbâs (radıyallahü anh) şöyle anlattı:
Ben Resûlullah efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) huzûrunda bulunuyordum. Resûlullahın mübârek kucağının sol tarafında Mısırlı mübârek zevcesi Mâriye’den olan oğlu İbrâhîm, sağ tarafında ise, torunu Hazreti Hüseyn var idi. Bir kere birini, bir kere diğerini seviyordu. Bu sırada Cebrâil (aleyhisselâm) teşrîf edip, vahiy getirdi. Sonra oradan ayrıldı. Bunun üzerine Resûlullah efendimiz "Bana Cebrâil (aleyhisselâm) geldi. 'Yâ Muhammed! Rabbin sana selâm ediyor. Senin için oğlun İbrâhîm ile, torunun Hüseyn cem (ikisi beraber) olmayacak, ikisinden birini, diğerine karşılık feda et (ikisinden birisini tercih et) diye buyuruyor” dedi. Sonra Resûlullah oğlu İbrâhîm’e bakıp ağladılar. Hazreti Hüseyn’e bakıp, yine ağladılar. Sonra “İbrâhim öldüğü zaman ona benden başka üzülen olmaz. Hüseynin annesi Fâtıma, babası amcamın oğlu Ali’dir. O ölürse, kızım Fâtıma ve amcamın oğlu üzülecekler. Onlar üzüleceğine ben üzülürüm. Ey Cebrâil! İbrâhim’in rûhunu al! Onun için İbrâhim'i feda ettim” buyurdu...
Üç gün sonra Resûlullahın (aleyhisselâm) oğlu İbrâhîm’in rûhu alındı. Resûlullah efendimiz, Hazreti Hüseyn’i, kendisine doğru gelirken görünce, onu öptü, bağrına bastı...
Ebû Saîd-i Hudrî’nin (radıyallahü anh) bildirmiş olduğu hutbede Resûlullah efendimiz şöyle buyurmaktadır: “Dikkat ediniz! Dünya tatlı bir yeşilliktir. Dikkat ediniz! Allahü teâlâ sizi dünyâda halifesi kılmıştır. Ve sizin nasıl işler yapmakta olduğunuza bakmaktadır, öyleyse, dünyâdan sakınınız. Kadınlardan çekininiz. Dikkat ediniz! Bir kimsenin, insanlardan korkması, hakkı bildiği zaman onun hakkı söylemesine mâni olmasın.” Resûlullah etrâfta güneşin kırmızılığı kalmayıncaya kadar konuşmalarına devam ettikten sonra, “Dünyânızdan, şu gününüzden kalan azıcık zaman kadar bir müddet kaldı” buyurdular.
Vehbi Tülek'in önceki yazıları...