“Evliyâlar, dünyada dostla düşmanı ayırmazlar. Dostlara yaptıkları iyi muameleyi düşmanlara da yaparlar..."
Ebû Abdullah Sincârî hazretleri evliyânın büyüklerinden olup, Hicri ikinci asrın birinci yarısında Musul yakınlarında Sincâr kasabasında doğup, üçüncü asrın birinci yarısında vefât etti. İbrâhîm bin Edhem hazretlerinin sohbetinde bulunup, ona, hizmet etmekle şereflendi.
Buyurdu ki: Velîlerin üç alâmeti vardır: Yüksekte iken kendisinden aşağı olanlara alçak gönüllü olurlar, güçleri yeterken dünyâya itibar etmezler, kuvvetli iken insaflı olurlar.”
“Kendisini dinleyen cemâat içinde zenginler var iken, muhtaç olan fakirlerin varlığı bir vaize ayıp olarak yeter.”
“Dînini öğrenmek isteyen için en faydalı olan şey, dînini yaşayan sâlih Müslümanlarla sohbet etmek, onların ahlâkına ve yaptıklarına uymak, Allahü teâlânın sevgili kullarının mübârek kabirlerini ziyâret etmek ve muhtaç olanlara yardım etmektir.” “Bir insanın fütüvvet sahibi ve cömert görünmesi, kendisi bu vasıflara sahip olmadığı müddetçe ikiyüzlülüktür.” Fütüvvetin ma’nâsı sorulunca, “Halkta olan eksik ve kusurları hoş görüp, kendi kusurlarını görerek onlar için tövbe etmek, iyi kötü herkese şefkatle muâmele etmektir. Fütüvvetin olgunluğu da, halk için Hakkın yanında mahçup olacağı şeyi yapmamaktır” buyurdular.
“Allahü teâlâ dünyada Müslümanlara da, kâfirlere de rızık veriyor, rahatlık, huzur veriyor. Kâfirle Müslümanı dünyada ayırt etmiyor. Müslümanlar Allahü teâlânın dostudur. Kâfirler düşmanıdır. Dünyada dostla düşman ayrılığı yok fakat ahiret öyle değil. Ahirette dostla düşman ayrılacak. Müslümanlara nimetler var, kâfirlere azap var.”
“Evliyâlar da Allahü tealânın sıfatlarıyla sıfatlanmışlardır. Onlar da dünyada dostla düşmanı ayırmazlar. Dostlara yaptıkları iyi muameleyi düşmanlara da yaparlar. Düşmanlar, dostlarla karışıp evliyanın huzuruna gelirler, evliya onlara hiç düşman muamelesi yapmaz, dostlarına olduğu gibi, onlara da ikram ederler, tatlı konuşurlar. Onlar da der ki; bu adam benim düşman olduğumun farkında değil, bana dost muamelesi yapıyor... Evliyanın dostla düşmanı ayırmaması, nîmet vermek bakımındandır. Yoksa düşmanlarla sohbet etmezler, onlara gitmezler, dükkânlarından alışveriş etmezler. Fakat, dostlara giderler, hastasını ziyaret ederler, cenazesine giderler, düşmanlarınkine gitmezler, ziyafetlerine gitmezler, ama bir bahane uydururlar.”