Hadis Hafızı Abdullah bin Zekvân el-Kureşî

A -
A +

Peygamber efendimizin Allahü teâlâdan korkması, O'na itaat ve ibâdet etmesi o kadar çoktu ki, O'nun bu hâline hiç kimse takat getiremezdi...

Abdullah bin Zekvân el-Kureşî hazretleri tabiînin hadis hafızı ve fıkıh âlimlerindendir. 65 (m. 684)'de Medine'de doğdu. Ba­bası Zekvân, Osman'ın (radıyallahü anh) hanımı Remle'nin azatlı kölesiydi. Abdullah, Eshab-ı kiramın bazılarını gördü ve onlardan hadis nakletti, fıkıh öğrendi. 130 (m. 748) Medine'de vefat etti.

Şöyle nakletmiştir:
Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) Allahü teâlâdan korkması, O'na itaat ve ibâdet etmesi o kadar çoktu ki, O'nun bu hâline hiç kimse takat getiremezdi. Mübârek ayakları şişinceye kadar namaz kılardı. "Yâ Resûlallah! Sizin gelmiş geçmiş bütün günahlarınız affedildiği hâlde, neden bu kadar kendinize zahmet veriyorsunuz?" denildiğinde, "Ben Allahın en çok şükreden kulu olmayayım mı?" diye cevap buyurdular.

Abdullah bin eş-Şıhhîr (radıyallahü anh); "Resûlullah efendimize geldim, namaz kılıyordu. Göğsünde tencerenin kaynamasını andıran bir uğultu vardı" dedi.

İbn-i Ebî Hâle (radıyallahü anh); "Resûlullah efendimiz devamlı hüzünlü ve düşünceli idi. O'nun hiç rahatı yoktu" buyurdu.

Resûlullah efendimiz, kendisinden önce gelmiş olan yüzyirmidörtbin civarındaki Peygamberlerin (aleyhimüsselâm) hepsinden de üstün idi, şânı pek büyüktü.

Buyurdular ki: "Bana, benden önce hiçbir Peygambere verilmeyen beş şey verilmiştir. 1. Bir aylık yolda (düşmanın kalbine) korku verilerek zafere kavuşturuldum. 2. Yeryüzü bana mescid ve (teyemmüm için) pek temizleyici olarak kılındı. Ümmetimden herhangi bir kimseye namaz (vakti) gelip çatarsa namazını kılsın. 3. Ganîmetler bana helâl kılındı. Hâlbuki, benden önce hiçbir peygambere helâl kılınmamıştı. 4. Bütün insanlığa (peygamber olarak) gönderildim. 5. Bana şefaat etme (yetkisi) verildi."

Utbe bin Âmir'in (radıyallahü anh) naklettiği bir hadîs-i şerîfte, Peygamberimiz; "Şüphesiz ben, size son derece merhametliyim ve üzerinizde de şahidim. Şüphesiz ben, Allahü teâlâya yemîn olsun ki, şu ânda havzıma bakıyorum. Gerçekten bana, yeryüzündeki hazînelerin anahtarları verilmiştir. Allaha yemîn olsun ki, benden sonra şirk koşacağınızı aklımdan bile geçirmiyorum. Benim sizin nâmınıza korktuğum, (şu aşağılık dünyâ için) birbirinizle yarış hâlinde olmanızdır" buyurdular.