"Hayâ edilmeyen işte hayır yoktur..."

A -
A +

“Büyüğe saygı göstermeyen, küçüğe şefkat etmeyen ve iyiliği emredip, kötülükten sakındırmayan bizden değildir.”

 

 

 

Kâsım bin Muhammed Berzâlî hazretleri hadîs ve fıkıh âlimidir. 665 (m. 1267) senesinde Şam’da doğdu. İlk tahsilindn sonra ilim öğrenmek için Haleb, Mısır, Mekke, Medine ve birçok yerleri dolaştı. Büyük âlimlerden fıkıh, kırâat öğrendi, hadîs-i şerîf dinledi. Hocalarının sayısı ikibin kişiye ulaştı. Bu hocaların bin adedinden icâzet aldı. Şam’a gelerek, çeşitli medreselerde müderrislik yaptı. 713 (m. 1339) senesinde hacca giderken yolda Halis denilen yerde vefât etti.

 

Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:

 

Bir gün Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) Eshâbına buyurdu ki: “Eshâbım! Allahü teâlâdan tam bir şekilde hayâ ediniz.” Eshâb-ı kirâm dediler ki: “Yâ Resûlallah bizim hepimiz Allahü teâlâdan utanırız.” Peygamber Efendimiz buyurdu ki: “Hayâ bu değildir. O kimse ki Allahü teâlâdan tam bir şekilde hayâ eder. Gözünü, kulaklarını ve diğer uzuvlarını haramlardan, bâtınını ve fercini haram ve zinâdan korur, ölümü hatırlar, âhıreti diler, dünyânın süs ve zînetlerini terk eder ise, hakîkatte bu kimse Allahü teâlâdan hayâ etmiştir.”

 

"Hayâ güzel bir huydur ki dinimizce iyi olduğu bildirilmektedir. Haktan ve insanlardan hayâ etmelidir. Hayâ edilmeyen işte hayır yoktur."

 

“Bir kimse, insanların gördüğü yerde namazı güzel kılıp, yalnızken namazı önemsemezse, Rabbini de önemsememiş olur.” “İnsanı tehlikeye düşüren şeyler; benimsenen cimrilik, arkasından gidilen nefsânî arzular ve kişinin kendisini beğenmesidir.”

 

“İlim öğrenirken ölen kimse, o kadar yükselmiş olarak Allahü teâlâya kavuşur ki, kendi ile peygamber arasında sâdece peygamberlik derecesi kalır.”

 

“Yalnız iki kişiye gıpta edilebilir: Biri; Allahü teâlânın mal verdiği ve hak yolda harcamaya muvaffak kıldığı kimse, diğeri ise; Allahü teâlânın Kur’ân-ı kerîmi ve hadîs-i şerîfleri anlama gücü verip de, onunla amel eden ve bunları başkalarına da öğreten kimsedir.”

 

“Kişinin kendisinden sonra bıraktığı şeylerin en hayırlısı şu üç şeydir: İlki; kendisine duâ eden sâlih çocuk, ikincisi; sevâbı kendisine ulaşan sadaka. Üçüncüsü; ölümünden sonra amel edilen ilmî eserler ve talebeleri.”

 

“Büyüğe saygı göstermeyen, küçüğe şefkat etmeyen ve iyiliği emredip, kötülükten sakındırmayan bizden değildir.”

 

“Kim Allahü teâlânın rızâsından başka bir gaye ile ilim öğrenirse veya ilmini dünyâ menfaatine âlet ederse, Cehennemde yerini hazırlasın.”

 

 

 

Vehbi Tülek'in önceki yazıları...