Her ümmetin bir fitnesi vardır!..

A -
A +

Resûlullah efendimiz buyurdu ki: “Dünyâ fitne ve belâdır. Her ümmetin bir fitnesi vardır. Benim ümmetimin fitnesi dünyâyı sevmek ve mal toplamaktır.”

 

 
Ümmiveledzâde hazretleri Osmanlılar zamanında yetişen Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. Asıl adı Abdülevvel bin Hüseyn’dir. Molla Hüsrev’den ilim tahsil ettikten sonra, Molla Hüsrev’in kızıyla evlendi. Fâtih Sultan Mehmed Hân zamanında Silivri Kadılığına tayin edildi. 950 (m. 1543)’de İstanbul’da vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:
Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: “Yer yüzünde bulunan her canlı fânidir” (Rahmân-26). Dünya, çok gün geçirmiş fitneli ve nazlı bir ihtiyâra benzer. O, dışını gençler gibi giyecekler ile süsleyip, halk arasında naz eder. Böylece insanlar da onun tuzağına düşer. Dünya zâlim bir pâdişâha benzer. O, halka bazı şeyler bağışlar, fakat dostluğu yoktur. Hepsini öldürmek ister. Akıllı kimseler, kışın ihtiyâcını yazın hazırlar, ölümün hazırlığını da diri iken yaparlar. Dünya, içi cevherler ile dolu bir denize benzer. Çok kimse ondan cevher çıkarır. Çok kimse de o denize girip boğulur...
Sözün kısası, Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Dünyâ fitne ve belâdır. Her ümmetin bir fitnesi vardır. Benim ümmetimin fitnesi dünyâyı sevmek ve mal toplamaktır.” Nitekim Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: “Biliniz ki, mallarınız ve evlâtlarınız ancak bir fitnedir (birer imtihandır). Allah katında ise büyük mükâfat vardır” (Enfâl-28).
Âhiret sarayının yolu, Allahü teâlâya itaat etmektir. Resûlullah efendimiz  buyurdu ki: “Ümmetimin evvelkileri, Allaha bağlılık ve sadâkat ile kurtuldular. Sonrakiler ise, dünyayı ve uzun ömür istemekle helâk oldular.”
Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: “Ey Îmân edenler! Allaha şöyle tövbe edin ki, tam bir pişmanlıkla hâlis bir tövbe olsun” (Tahrîm-8). Resûlullah efendimiz bir hadîs-i şerîfte buyurdu ki: “İşlediği günâha tövbe eden, o günâhı işlememiş gibi olur.” Bir hadîs-i şerîfte de; “Allahü teâlâ kulun tövbesini, can boğaza gelinceye kadar kabul eder. Ben de günde yüz defa tövbe ediyorum” buyuruldu.
Tövbe yapmayan kimsenin nefsi ıslâh olmaz, zâlim olur. Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: “Kim de tövbe etmezse, işte onlar, kendilerine zulmedenlerdir.” (Hucurât-11)