Hiç kimsenin kaderden konuşması caiz değildir

A -
A +

“Kaza, kader bilgisi, Allahü teâlânın kullarından sakladığı sırlardan biridir..."

 

 

 

Muhyissünne İmâm-ı Begavî hazretleri hadîs âlimlerinin büyüklerindendir. 436 (m. 1044) senesinde Horasan’da Herat ile Merv şehirleri arasında bulunan. Bâg köyünde doğdu. 516 (m. 1117) Şevval ayında Merv’de vefât etti. Zamanındaki birçok âlimler ile görüşüp kendilerinden ilim öğrendi ve hadîs-i şerîf rivâyet etti. Çok eser yazdı. (Mesâbih) kitabı, konusunda telîf edilmiş olan hadîs kitaplarının, yani amel, itikâd ve îmân bakımından en şümûllüsüdür.

 

İmâm-ı Begavî buyuruyor ki:

 

“Kaza, kader bilgisi, Allahü teâlânın kullarından sakladığı sırlardan biridir. Bu bilgiyi, en yakın meleklere ve şeriat sahibi olan Peygamberlerine (aleyhimüsselâm) bile açmadı. Bu bilgi, büyük bir deryadır. Kimsenin, bu denize dalması, kaderden konuşması caiz değildir. Şu kadar bilelim ki, Allahü teâlâ, insanları yaratıyor. Bir kısmı şakidir. Cehennemde kalacaktır. Bir kısmı da saîddir. Cennete gidecektir...

 

Bir kimse, hazret-i Ali’ye (radıyallahü anh) kaderi sorduğunda 'Karanlık bir yoldur. Bu yolda yürüme!' buyurdu. Tekrar sorunca 'Derin bir denizdir' buyurdu. Tekrar sordu. Bu defa 'Kader, Allahü teâlânın sırrıdır. Bu bilgiyi senden sakladı' buyurdu.”

 

İmâm-ı Begavî hazretleri, Ebû Hüreyre’den (radıyallahü anh) haber veriyor ki, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) efendimize biri gelip, 'bir altınım var ne yapayım?' dedi. “Bununla kendi ihtiyâçlarını al” buyurdu. 'Bir altınım daha var' dedi. “Onunla da çocuğuna lâzım olanları al” buyurdu. 'Bir daha var' dedi. “Onu da, ailenin ihtiyâçlarına sarf et” buyurdu. 'Bir altınım daha var' dedi. “Hizmetçinin ihtiyâçlarına kullan” buyurdu. 'Bir daha var' deyince, “Onu kullanacağın yeri sen daha iyi bilirsin” buyurdu.

 

Mesâbih kitabında bildiriyor ki, Gasîl-ül-melâike adı ile şereflenmiş olan Hanzala’nın oğlu Abdullah (radıyallahü anh) dedi ki: Resûlullah buyurdu ki: “Bile bile bir dirhem gümüş değerinde faiz yemek, otuz zinâdan daha çok günahtır.” Yine Mesâbih kitabında, İmrân bin Hasin’in bildirdiği hadîs-i şerîfte; “Ümmetimin en hayırlı ve en üstünleri, zamanımda bulunanlardır. Onlardan sonra en hayırlıları, onlardan sonra gelenlerdir. Onlardan sonra öyle insanlar gelir ki, istenmeden şahitlik ederler ve emîn olmazlar. Hâin olurlar. Adaklarını yerine getirmezler, keyiflerine, şehvetlerine düşkün olurlar” buyuruldu.

 

 

 

Vehbi Tülek'in önceki yazıları...