Mushaf-ı şerîfe bakarak okumak...

A -
A +
Kur’ân-ı kerîmi, mushaf-ı şerîfe bakarak okumalıdır. Çünkü Selef-i sâlihîn, mushaf-ı şerîfe bakarak okumayı müstehab gördüler.
 
Ebû Bekr Ahmed Cürcânî hazretleri hadis, fıkıh ve kelâm âlimidir. 277 (m. 890)’da Türkistan’da Cürcân'da doğdu. İlk tahsilinden sonra zamanın büyük ilim merkezlerine giderek tahsilini tamamladı ve memleketine dönerek talebe yetiştirdi. 371'de (m. 982) vefat etti. Bir dersinde, Kur’ân-ı kerîm okumanın faziletleri hakkında şunları anlattı:
Kur’ân-ı kerîmi, mushaf-ı şerîfe bakarak okumalıdır. Çünkü Selef-i sâlihîn, mushaf-ı şerîfe bakarak okumayı müstehab gördüler. Süfyân-ı Sevrî hazretleri buyurdu ki: “İbâdetlerin en faziletlisi mushafa bakmaktır.” Bir gün Hazreti Osman’ın (radıyallahü anh) huzuruna girildiğinde, onu, mushafa bakarak Kur’ân-ı kerîm okurken gördüler. Okuması bittikten sonra buyurdu ki: “Hiçbir günümün, Kur’ân-ı kerîme bakmadan geçmesini asla istemem. Kur’ân-ı kerîmi mushaftan ve ezberden okumanın ayrı ayrı faydaları vardır. Yüzünden okumak, fazla ve eksik veya önce ve sonra okumak gibi herhangi bir yanlışlığa düşmeme husûsunda daha sağlam bir yoldur. Ezberden okumak ise, ezberi kuvvetlendirir. Fakat birinci yol, tefekküre daha müsaittir. Evlâ olan, ikisinin arasını cem edip, bazen mushaftan, bazen da ezberden okumaktır.”
Kur’ân-ı kerîmi Ramazân-ı şerîfte çok okumalıdır. Zira ramazan ayı, Kur’ân-ı kerîm ayıdır. Allahü teâlâ, Bekâra sûresinin yüzseksenbeşinci âyet-i kerîmesinde meâlen; “O sayılı günler ramazan ayıdır ki, Kur’ân o ay içinde indirilmiştir. O Kur’ân, insanları hakka ulaştırır, helâl ile haramda ve dînî hükümlerde hakkı bâtıldan ayırır. Sizden her kim ramazan ayında hazır bulunursa, onu (orucunu) tutsun, kim de hasta olur, yahut seferde bulunursa, oruç tutmadığı günler sayısınca sıhhat ve ikâmet hâlinde orucunu kaza etsin. Allah size kolaylık diler, size güçlük dilemez... Kaza borcunuzu tamamlayasınız da, size hidâyet ettiği şekilde Allahı tekbir ile yüceltesiniz, gerek ki şükredersiniz” buyuruyor.
Yine Kadr sûresinin birinci âyet-i kerîmesinde meâlen; “Şüphesiz onu (Kur’ân-ı kerîmi), Kadir Gecesinde (Levh-i mahfûzdan aşağı semâya) biz indirdik” buyuruluyor. Ramazân-ı şerîfte oruçlu kimse, mâlâyanî (lüzumsuz) şeylerden kendisini alıkoymakla vazîfelidir. Öyleyse oruçlu kimsenin, Allahü teâlâya O’nun kelâmıyla yaklaşması gerekir.