Müslümanın yapması lâzım olan şeyler...

A -
A +

Ef'âl-i mükellefîn, yani Müslümanın yapması lâzım olan şeyler, sekizdir: Farz, vâcib, sünnet, müstehab, mubâh, haram, mekruh ve müfsid.

Kevâkibî Ahmed Efendi Osmanlı fıkıh âlimidir. 1054 (m. 1644) senesinde Haleb’de doğdu. Oradaki âlimlerden ilim öğrenip icazet aldıktan sonra  İstanbul’a gelerek Süleymâniye Medresesi’ne müderris oldu. 1124 (m. 1712) senesinde İstanbul’da vefât etti. "Haşiye alel ferâid-is-seniyye" kitabında buyurdu ki:

Ef'âl-i mükellefîn, yani Müslümanın yapması lâzım olan şeyler, sekizdir: Farz, vâcib, sünnet, müstehab, mubâh, haram, mekruh ve müfsid.

Farzlar ve haramlar, Allahü teâlâ tarafından, Kur'an-ı kerimde açıkça bildirilmişlerdir. Bir ibâdetin farzlarından biri terk edilirse, o ibâdet sahih olmaz. Bilmeyerek terk edilince de, sahih olmaz. Bilerek terk edince, günah da olur. Sünneti yapmanın sevabı, farzın sevabından azdır. Sünneti bilerek terk etmek günah olmaz. Azap yapılmaz. Azarlanır.

Gayri müekked sünnete, müstehab ve mendûb da denir. Bunu yapmak, sevap olur. Yani, Cennet nîmetine kavuşur. Bilerek yapmamak, günah olmaz. Nâfile ibâdet, yani emrolunmamış bir ibâdeti yapmak, müstehabdır. Mübâh, yapması veya yapmaması, sevap veya günah olmayan şeydir. Yemesi haram olmayan şeyleri, doyuncaya kadar yemek, içmek mübâhtır. Doyduktan sonra yemek, içmek haramdır. Haramdan kaçınmak sevaptır. [Farzı yapmaktan da çok sevaptır.] Mekruh işlemek de günahtır.

Harama helâl diyen kâfir olur. Şarap gibi içkileri içmek, kumar oynamak, anaya, babaya âsi olmak, yani, haram olmayan emirlerini yapmamak, Müslümanların kalbini kırmak, rızası olmadan malını almak haramdır. Mekruha helâl diyen kâfir olmaz. Midye, istridye, istakoz yemek, abdestte ve gusülde suyu isrâf etmek mekruhtur.

Sünnet deyince, müekked sünnet anlaşılır. Mekruh deyince, tahrîmi olan mekruh anlaşılır. Ödünç istemek, mübâhtır. Ödünç vermek, müstehabdır. Borç ödemek farzdır.

Borçlu fakiri sıkıştırmamak vâciptir. Lâzım olan din bilgilerini öğrenmek, kadınlara da farzdır. Başkalarına öğretecek kadar fazla öğrenmek, farz-ı kifâyedir. Daha çok öğrenmek mendûbdur. İlmi ile övünmek, mekruhtur. Her insana ilk farz olan şey, îman etmesidir. Îmanı olmayana, kâfir denir. Îmanı olana, Müslüman denir. Bazı sözler, bazı işler, îmanın gitmesine sebep olur. Müslüman iken, sonradan îmansız olana, mürted denir. Bir Müslüman, mürted olunca, nikâhı gider...