Ölüm hastalığında bir vasiyet yazmalıdır!..

A -
A +

Vasiyetnâmeyi ölüm hastalığında yazmak vâcip, sıhhatte iken yazıp, yanında taşımak müstehaptır.

 

 

 

Cemâleddîn Abdullah Ma’arrî hazretleri Şâfiî fıkıh ve ferâiz âlimidir. 935 (m. 1529)’da Halep yakınlarında Ma’arretün-nu’man’da doğdu. Süyûtî ve Zekeriyyâ el-Ensârî’den ilim tahsil ettikten sonra Mısır’a giderek Ezher’de hatiplik ve müderrislik yaptı. 999 (m. 1591)’de vefat etti. “Fethu’l-ķarîbi’l-mücîb” adlı eserinde şöyle buyuruyor:

 

Her Müslüman, ölüm hastalığında bir vasiyet yazmalıdır. Vasiyetnâmeyi ölüm hastalığında yazmak vâcip, sıhhatte iken yazıp, yanında taşımak müstehaptır. Burada evlâdına, ahbâbına son nasîhatini yapmalıdır. Kendinde hakkı bulunanlardan, helalleşmelerini, alacaklarını, vereceklerini, borçların ödenmesini, iskât yapılmasını, hac borcu varsa, vekîl gönderilmesini istemeli, cenâze hizmetindeki ve definden sonraki isteklerini bildirmelidir. Zevcesine olan mehr-i müeccel borcunun ödenmesi için vasiyet etmesini unutmamalıdır. Bu isteklerinin ahkâm-ı İslâmiyeye uygun yapılması için, âdil iki şâhit yanında bir vasî seçmelidir. Hac yapılmasını vasiyet edince, bulunduğu şehirden gönderilir. Malı az ise, malının yetişeceği yerden gönderilir. Gazâ edilmesi için vasiyet edince, harp edenlere ve harp malzemesi için verilir. Ehl-i kitap kâfirlerin fakîrlerine verilmek için vasiyet câizdir. Kilise yapmaları için vasiyet câiz değildir. Yalnız ev bırakan kimsenin, birinin evde oturmasını vasiyet etmesi câizdir. Ölünceye kadar evde oturur.

 

Ölüm hastalığı hâsıl olmadan önce, çocuklarından birine, fazla hizmet ettiği veyâ muhtaç olduğu için, bir şey hediye etmek câizdir. Malının sülüsünün bir şehirdeki fakîrlere dağıtılmasını vasiyet edince, başka şehirdeki fakîrlere dağıtılması câiz olur. Bu parayı on fakîre dağıt denilip, hepsinin bir fakîre verilmesi ve bunun aksi de câiz olur. On günde dağıt denilip, hepsini bir günde dağıtsa câiz olur. Malımın sülüsünü (üçte biri) akrabâma dağıtın dese, vârislerin gayrısına dağıtılır. Vârisler arasında küçükler olsa veyâ meyyitin borcu olsa da, büyükler mîrâstan yiyebilirler.

 

Bir kimse vasiyetini iptâl edebilir. Vasiyetini inkâr etmesi, iptâl olmaz. Vasiyeti kabûl eden vasî, hasta öldükten sonra vazgeçemez. Emîn olmayan fâsık veyâ zimmî vasî yapılırsa, hâkim bunları değiştirir. Vasî muhtaç olunca, yetîmin malından yiyebilir. Kimseye hibe edemez. Helâk ederse, azlolunur.

 

 

 

Vehbi Tülek'in önceki yazıları...