Sâlih kimseye gıpta edilmesi vâcibdir...

A -
A +

Gıpta güzel bir huydur. Ancak, dünyâ nimetleri için gıpta etmek tenzîhen mekrûh olur.

 

 

 

Gelibolulu Hasan Çelebi Osmanlı âlimlerindendir. İstanbul’da medrese tahsilini bitirdikten sonra Sahn-ı semân medreselerinde müderrislik ve Bursa’da kadılık yaptı. 942 (m. 1535) senesinde Bursa’da vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı:

 

Kalb bütün azâların başıdır. O iyi olursa bütün azâlar iyi olur. Allahü teâlâ; “Yâ eyyühellezîne âmenû” buyurdu. “Yâ” ile kalbe, “Eyyû” ile rûha. “Ha” ile nefse buyurur. Sanki; “Ey kalb huzûra gel, ey rûh rü’yete gel, ey nefs hizmete gel” buyurur. Kalbdeki kötü huylardan biri riyadır. Riya, âhıret amellerini yaparak, âhıret yolunda olduğunu göstererek, dünyâ arzularına kavuşmak demektir. Bunun üstünde küfür ve i’tikâdda bid’at vardır. Bunlar diğer kalb âfetlerinin en kötüleridir. Onun için riyaya şirk-i asgar (küçük şirk) denilmiştir. Bilhassa ücret karşılığı Kur’ân-ı kerîm okumaktan çok sakınmalıdır. Aldığı ücret haram olduğu gibi, dünyâ için okuduğu için de âsî, günahkâr olur.

 

Riya sahibi, ameli ile halkın meylini kendisine çekmeye çalışır. “Oruç bizi zayıflattı”, “Çok az yemek yedim” gibi sözlerle, dünyâya meyletmediğini, ibâdete düşkün olup, zühd ve takvâ sahibi olduğunu söylemeye çalışır. “Sofi” desinler diye, onların giydiği kalın elbiselerden giyer, kısa, yamalı ve eski elbise giyer. Başkalarının onu bu haliyle sevmelerini ister. Bazıları da, başkasına gösteriş için güzel elbiseler giyer, evinde giydiği elbise ile başkalarının yanına çıkmaz.

 

Biri de haseddir. Hased; kıskanmak, çekememek demektir. Allahü teâlânın ihsân ettiği nimetin bir kimseden çıkmasını istemektir. Bu; sıhhat, mal, evlâd, ilim, reîslik, makam ve mansıp gibi şeylerde olur. Faydası olmayan, zararlı olan bir şeyin, din kardeşinden ayrılmasını istemek hased olmaz, gayret olur. İlmini, mal-mevki ele geçirmek, günah işlemek için kullanan din adamından, ilmin gitmesini istemek gayret olur. Malını haram işlemek zulmetmek, İslâmiyeti yıkmak için, bid’ati ve günahları yaymak için kullananın malının yok olmasını istemek de hased olmaz, din gayreti olur.

 

Din kardeşindeki nimetlerin onda olduğu gibi kendisinde de olmasını istemek hased olmaz, gıpta, imrenmek olur. Gıpta güzel bir huydur. İslâmiyetin ahkâmına, yani farzları yapmaya ve haramlardan sakınmaya riâyet eden, gözeten sâlih kimseye gıpta edilmesi vâcibdir. Dünyâ nimetleri için gıpta etmek tenzîhen mekrûh olur.

 

 

 

Vehbi Tülek'in önceki yazıları...