Tövbeyi terk etmek insanı helâk eder!

A -
A +

Kusursuz olmak, Peygamberlere mahsustur. Günâh işlemek, insanı helâk etmez. Günâha devam etmek, tövbeyi terk etmek, helâk eder.

 

 
Emânullah Pânipütî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Hindistan’da Pânîpüt şehrinde yaşadı. 957 (m. 1550)’da vefât etti. Tasavvufta Kâdiriyye yoluna bağlı idi. Buyurdu ki:
“Muhabbetin tam ve olgun olmasının alâmeti, sevdiğinin yakınlarını, onunla alâkalı olanları da sevmektir. Hakîkî sevgi bunu îcab ettirir. O hâlde Allahü teâlâyı çok sevmenin alâmeti Resûlullah efendimizi (sallallahü aleyhi ve sellem) çok sevmek, O’na tâbi olmaktır. Çünkü Resûlullah efendimiz, Allahü teâlânın mahbûbu yani sevgilisidir. Resûlullah efendimizi çok sevmek, insanı, O’nun Ehl-i beytini de çok sevmeye sevk eder. Sevgilinin sevdiklerini de sevmek, sevginin gereğidir.” 
Her Müslümânı ve Eshâb-ı kirâmın hepsini iyilikle yâd etmemiz emrolundu. Ehlullaha itirâz eden kimsenin kâfir olarak öleceğini gösteren hadîs-i şerîfler vardır. Velînin masum olması şart değildir. Eshâb-ı kirâm arasında had cezâsı verilen ve eli kesilen oldu. Hâlbuki sahâbenin en aşağı derecede olanı da velî idi. Hepsi, sahâbî olmayan velîlerin hepsinden daha yüksek idiler. Velîlerin hepsi, günâha devam etmekten mahfuzdurlar. Hepsi tövbe ve istiğfâr eder. Belki, bazen günah işlediği için pişmânlıkları, ağlamaları, Allahü teâlâya yalvarmaları daha çok olur. Dereceleri artar. Bu sebeple, (Zillet ve inkisâra sebep olan günâh, izzet-i nefse ve kibre sebep olan tâatten daha hayırlıdır) denilmiştir.
Amelleri ve sıfatları müsâvî olan iki velîden, tövbesi daha çok olanın, masum olandan daha üstün olduğu bildirildi. (Buhârî)de diyor ki: (Eshâb-ı kirâmdan Abdullah adında birine, şarap içtiği için had cezâsı verildi. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, buna lanet edildiğini işitince, (Ona lanet etmeyiniz! Çünkü O, Allahı ve Resûlünü sevmektedir) buyurdu.
Masum olmak, kusursuz olmak, Peygamberlere mahsustur. Velînin masum olması şart değildir. Israr ve devam olmadan, büyük günâh işlemek, veliliği bozmaz. Velî, günâhından vazgeçer ve tövbe eder. Günâh işlemek, insanı helâk etmez. Günâha devam etmek, tövbeyi terk etmek, helâk eder. Âdem aleyhisselâmın zellesi ile İblîs'in isyânı, bundan dolayı farklı oldular.
Eshâb-ı kirâmın hepsini sevmekle ve hepsine saygılı olmakla emrolunduk. Sevilmeleri az veya çok olabilir. Fakat hiçbirine dil uzatmamız, kötü bilmemiz câiz değildir. Kendi kusurlarımıza bakmamız, hiçbir Müslümânı gıybet etmememiz lâzımdır.