12 Eylül Darbesine neden alkış tutuyorum

A -
A +

Yazılarımı, doğru bir Türkçeyle yazıyorum. Düşüncelerimi açıklarken, dolambaçlı yollara girmiyorum. Sanıyorum ki/sanıyordum ki, okuyucular, beni anlamakta güçlük çekmiyorlar. Meğer çok yanılıyormuşum. Mesela ben, yılbaşına yaklaşıyoruz diye yazıyorum, bazı okuyucular; "Kimin kel başı geliyor?" diye soruyorlar... Geçen haftaların birinde, "12 Eylül darbesini, dün de alkışladım, bugün de alkışlıyorum" başlıklı bir yazı yazdım. O yazımda önemle belirterek dedim ki: "Ordular, iktisaden ve fikren geri kalmış ülkelerde ikide bir, silaha sarılarak darbe yapıyorlar. Her askerî darbe, yeni askerî darbeleri doğuruyor. Ordu, gücünden kaybediyor. Sonra kendi ülkesinde bir müstevli ordusu durumuna düşüyor. Devlet çivisi kökünden kopuyor. Ülke, iktisaden ve fikren geri gidiyor. Siz, medeni ülkelerde mesela İngiltere'de, Fransa'da, Almanya'da İsviçre'de... Orduların hükümet darbeleri yaptığını gördünüz mü, duydunuz mu, okudunuz mu?.." Askerî darbelerin zararlarını bu kadar açık cümlelerle yazdığım halde bazı okuyucular benim demokrasiye karşı olduğum kanaatine varmışlar. Hayret! Bin defa hayret! Bana göre aklını peynir ekmekle yiyenler veya millî birliğimizin, vatan bütünlüğümüzün bozulmasını isteyenler hükûmet darbelerine çanak tutan gafiller, hatta hainler güruhudur... 12 Eylül darbesinden sonra kendilerine büyük zulüm yapıldığını yazan okuyucular, o askerî darbeye "yuh çektiklerini" "o zulüm hareketini lânetlediklerini" bana yazıyorlar. "Siz nasıl 12 Eylül darbesine alkış tutarsınız?" diye soruyorlar. Bilmiyorlar ki, 12 Eylül darbesi aleyhinde yazılan en ağır şiirlerden birini de ben söyledim. Şu mısralar, 12 Eylül darbesi dolayısıyla yazdıklarımın bir kısmıdır. Kolum kanadım diyordum/Sevdalanıp gidiyordum Yurdum diye seviyordum/Yurdum felaketim oldu. Kimisi Rus, kimisi Çin/Uşağıydı dedim: Niçin? Bayrağıma selâm için/Durdum felâketim oldu. Gönlümün yiğit beğiydi/Gözlerimin bebeğiydi Ona da mı nazar değdi/Ordum felaketim oldu. 12 Eylül darbesinden sonra ben tutuklanmadım. Cezaevlerinde zulüm görmedim. Ama Kültür Bakanlığı'nda müsteşar yardımcılığından, bakanlık müşavirliğine çekildim. Hakkım birinci dereceden maaş almak olduğu halde, beşinci dereceye indirildim. Tam bir yıl beşinci dereceden maaş aldım. Şimdi soracaksınız: Peki öyleyse neden 12 Eylül darbesine alkış tutuyorsunuz? diyeceksiniz: Bağıra bağıra cevap veriyorum: Çünkü 12 Eylül darbesini yapanlar, CHP'yi de kapattılar. Birtakım solcularımızı da komünistlerimizi de cezaevlerine alıp onlara da, büyük, çok büyük zulümler yaptılar. Milletimiz, devletimiz, vatanımız, ordumuz için bu çok iyi oldu. Çünkü 27 Mayıs vahşetine alkış tutan, meydanlarda davul-zurna çaldıran CHP'liler ve solcular ve komünistler, 12 Eylül darbesine ve askerî müdahalelere karşı şimdi ateş püskürüyorlar. Geleceğimiz açısından, bu çok önemli bir gelişmedir. Demokrasi cephemizi, biz tek başımıza güçlendiremiyorduk. Şimdi askerî darbelere karşı, bizimle birlikte mücadele veren CHP'liler de solcular da komünistler de var. Bundan büyük kazanç olur mu? Ve bu netice alkışlanmaz mı?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.