Çok hüzünlü bir bayram: -1-

A -
A +

Kurban Bayramını çok büyük bir hüzünle karşıladım. İki gün sonra kutlayacağımız Cumhuriyet Bayramımızda da, hüzün, yüreğimi pençelemeye devam edecek. Benim hüznümün iki önemli sebebi var: Gazetelerimizin yazdığına göre, TBMM merhum başbakanlarımızdan Adnan Menderes'in itibarını iade edecekmiş. Şimdi 50-60 yaşlarında olanlar bilemezler; Adnan Menderes, 1950-1960 yılları arasında vatanımıza-milletimize başbakan olarak büyük hizmetlerde bulundu. Diyebilirim ki, Cumhuriyet devrimizin en çalışkan en büyük, en başarılı, başbakanlarımızdan birisi O'dur. 27 yıllık CHP iktidarını yere çarpan Demokrat Parti, âdeta Adnan Menderes'le bütünleşmişti. 1950 milletvekili seçimlerinde CHP sadece 69 milletvekili çıkarabilmişti. Demokrat Parti, 393 milletvekiliyle Meclise girmişti. 1954 seçimlerinde CHP'nin milletvekili sayısı 30'a düşmüştü. 1957 seçimlerinde de CHP iktidarı kaybetmişti. Halkın, kat'iyyen oy vermediği bir partiyi iktidara taşımak, ordu içindeki CHP'li darbeci subayların en büyük gayeleri olmuştu. DP iktidarı, 27 Mayıs 1960 tarihinde, bir askerî darbeyle devrildi. Yassıada'da kurulan mahkeme, adalet tarihimizin yüz karalarındandı. Bir duruşmada, DP bakanlarından Samet Ağaoğlu, mahkeme başkanı Salim Başol'a demişti ki: -Bu kanuna, bizimle birlikte oy veren şu, şu, şu milletvekilleri, dışarıda geziyorlar. Siz de sadece bizi suçlu görüyor ve yargılıyorsunuz! Salim Başol utanmadan cevap vermişti: -Sizi buraya tıkan kuvvet böyle istiyor! Salim Başol, emir altında olduklarını, bu bakımdan adalete göre değil, aldıkları emre göre karar verdiklerini itiraf etmişti. Yassıada mahkemesi, bazı darbeci subaylardan emir alarak, sivilleri mahkûm etmek için kurulmuştu. Cumhuriyet devrimizin en başarılı, en efendi başbakanlarından Adnan Menderes, binbir zulüm altında yargılanarak idam edildi. Bir millete, on yıl başbakanlık yapan bir kimse çok basit sebepler yüzünden dövülür mü? Mesela Menderes nöbetçi subaylara; -Acaba avukatım gelmedi mi? diye sorunca tekme tokat dövülmüştü! Adnan Menderes, mahkeme salonuna götürülürken, yolda rastladığı eski valilerimizden birine: "Nasılsınız Turan Kapanlı Bey?" diye sorduğu için tekme tokat dövülmüştü... Menderes, idam sehpasına götürülmeden bir saat kadar önce; -Yapmayın! Hiçbir şikayetim yok! İstemiyorum! Utanıyorum! diye yalvarmasına rağmen zorla basur muayenesinden geçirilmiş, arkasından güpegündüz darağacına çekilmişti. Ona yapılan zulümlerin binde birini bile yazmadım. Şimdi, Meclisimiz, Menderes'e itibarını iade edecekmiş. Menderes, hiçbir zaman itibarını kaybetmedi. Ona zulmedenler, onu darağacına çekenler, 27 Mayıs darbesiyle DP iktidarını yıkanlar... çoktan unutulup gittiler. Ama Adnan Menderes; havaalanlarıyla, caddelerle, meydanlarla, müzelerle ve milletimize kazandırdığı binlerce eserle gönüllerimizde yaşıyor... Bu Kurban Bayramına, benim, derin bir hüzünle girmemin ikinci sebebi şu: Emekli Orgeneral Ergin Saygun'un 385 sayfa tutan TÜRK ORDUSUNA BALYOZ isimli kitabında yer alan savunmasını okudum. Samimiyetle inandım ki Em. Orgeneral Ergin Saygun, hüküm giydiği davada suçsuzdur. Onun masumiyeti, bana Adnan Menderes'i hatırlattı. Menderes 51 yıl önce, haksız yere idam edildi. O zulmün acısını aradan bunca zamana rağmen unutmadım unutamadım. Gelecek nesiller de Em. Orgeneral Ergin Saygun'a verilen mahkûmiyet kararını unutmayacaklardır... Yarın size, Saygun Paşa'nın çilesini yazacağım. Siz de üzüleceksiniz. Bayramınız bayram ola...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.