Fazıl Say cayırtısı

A -
A +

Şu terbiyesizliğe, şu ahmaklığa, şu kabalığa bakın. Ömer Hayyam isimli biri, bundan 900 yıl önce, böğüre, böğüre şöyle yazmış: "Irmaklarından şaraplar akacak diyorsun/Cennet-i âlâ meyhane midir?/Her mümine iki huri diyorsun/Cennet-i âlâ kerhane midir?" Fazıl Say isimli kişi de, bu dörtlüğü alıp kendisine ait twıttırına koymuş. Ona neden böyle yaptın? diye sorarsanız size diyecektir ki: "Ben ateistim-Allahsızım-Ateist olduğumu bu kadar rahat söyleyebildiğim için gururluyum!" Fazıl Say'ın Allahsız olması, hiç kimseyi ilgilendirmez. İslâmiyeti, tırnak ucu kadar bilenler bile ona sövüp sayamaz. Türkiye'de ve dünyanın her yerinde bir insanın inanmak kadar inanmamak hürriyeti de vardır, olmalıdır. Kaldı ki, İslâmiyette, Allaha inanmak için zorlama yoktur. Kâfirun Suresi, Yunus Suresi, Bakara Suresi bütün açıklıklarıyla ortadadır. Yalnız, inanmayanlar da, inananlara, onların mukaddeslerine saygılı olmak mecburiyetindedirler. Medeni bir insanın asgari özelliklerinden biri budur. Onun için İslâmiyette gönül kazanmak esastır. Müslüman Yunus Emre, Kur'andan ve Sünnetten aldığı ilhamla diyor ki: "Bir kez gönül kırdın ise/Bu kıldığın namaz değil. Yetmişiki millet dahil/ Elin yüzün yumaz değil" "Yunus Emre der hoca/İstersen var bin Hacca Hepisinden eyice/Bir gönüle girmektir." Fazıl Say, Kur'ana ve Sünnete bağlı kimselerin inançlarıyla alay ettiği, onların mukaddeslerine sövdüğü için savcılığa şikayet edilmiş. Geçen gün, ifade vermek için savcılıktaydı. Resimlerini gördüm ve yüzlerine ibretle baktım: Sinema, tiyatro, müzik ve basın dünyamızdan mâlum kişiler de, Fazıl Say'a arkla çıkmak için adliye binasının önündeydiler. Bu davânın çok talihsiz bir yanı var: Bazı kişiler ve gazeteler, Fazıl Say'ın Alevi olduğunu yazıyorlar. Onun Alevi bir aileden geldiğine hiçbir itirazım yok. Yalnız Aleviliği bilen milyonların önünde iddia edebilirim: Hiçbir Alevi, Ömer Hayyam'ın bu görüşüne katılmaz. Çünkü Aleviler Müslümanlardırlar. İslâmın mukaddeslerine saygılıdırlar. Aleviler tamamen İslâmın koyduğu esaslardan olan "Eline, diline, beline..." sahip insanlardır İslâmiyette "incinsen de incitme" güzelliği inceliği, üstünlüğü vardır. O bakımdan eline, diline, beline sahip olan bir Alevi, Ömer Hayyam'ın sarhoş beyanına, kusmuklu mısralarına sahip çıkmaz, çıkamaz. Ama nasıl Sünni bir ana-babadan doğan bir çocuk, zamanla ateist veya komünist oluyorsa, Alevi bir ana babadan doğan çocuk da, zamanla tam bir inkâr çukuruna düşebilir. Nitekim Fazıl Say'a destek vermek için, Adliye Binası önünde toplananlara baktım hepsi de bizim anlı, şanlı komünistlerimiz, ilericilerimiz, devrimcilerimiz idiler. Adamların iddiaları da çok garip. Diyorlar ki: "900 yıl önce yazılan bir şiirle Fazıl Say şuçlanamaz." Öyle mi? Pekâlâ 900 yıl önce değil, 9.000 yıl önce yapılan bir silahla adam öldürmek de cezasız mı kalmalı? Diyorlar ki: "Bu dâvâ demokrasiye ve fikir hürriyetine aykırıdır." Demokrasiden ve fikir hürriyetinden bahsedenlere bakar mısınız? Bir an için düşünelim ki bir adam, bu çok ilericiler, devrimciler mantığıyla hareket etti ve Atatürk için şu mısraları yazdı: "Her akşam Çankaya'da oturup içiyorsun, Orası meyhane midir? Etrafında değişen kadınlar-kızlar.... Çankaya kerhane midir?" dese ne olur? Binlerce on binlerce kişi Çankaya'ya, Anıtkabir'e koşmaz mı? Meydanlara dökülüp, "Atam izindeyiz! Türkiye lâiktir, laik kalacak! Kahrolsun irtica! Şeriata, faşizme, Orta Çağ karanlığına hayır!" sloganlarıyla haykırmaz mı? Fazıl Say destekçileri de kıyamet koparmazlar mı?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.