Atatürk'ü pas geçmek

A -
A +

Muammer Kaddâfi dostumuz, Brüksel'de çadır kurdu. İster inanın, ister inanmayın! Zaten evvelsi ay, o zamana kadar ABD karşıtı bir tutum izleyerek hayat boyu hata yaptığını -suç itirafı kabîlinden- söylemişti. Henüz seçilen Makedonya Cumhurbaşkanı, AB üyeliğine erişmenin, devlet politikaları olduğunu bildirdi. Suriye, o derecede yumuşadı ki, Ankara'ya iltifatlar yağdırıp gülücükler gönderiyor. Yakında belki haritalarında da tashih yapar. Büyük Orta Doğu projesine takılıp yutulmamak için öylesine çaba gösteriyor ki, el-Kaaide'nin bile tepesi attı, Şam'da eylem yaptı. 1952'de NATO üyesi olan, 1959'da Ortak Pazarla resmî görüşmelere başlayan, 1962'de anlaşma imzalayan, 1978'de Yunanistan'la birlikte resmen üyelik müzakerelerine çağırılan, sonra AB üyesi olmadığı halde Gümrük Birliğine giren tek devlet kimliğini kazanan Türkiye, bugün hâlâ bocalıyor. Aralık ayında tatsızlık çıkmasın diye, Kopenhag siyasî kriterlerine son uyum yasalarını yayınlayıp bunları uygulatmaya çalışıyor. Çifte referandum neticesinde elde ettiğimiz avantajları çok iyi, yerinde ve elimizi çabuk tutarak kullanmalıyız. Statükocular, hâlâ direniyorlar. Atatürk'ün, muâsır medeniyet seviyesine uluşmamızı devlet politikamız ve millî hedefimiz gösteren direktifini pas geçiyorlar. Bu direktif, onun bütün inkılâplarının ve kendisinden önce gerçekleştirilen bütün çağdaşlaşma hareketlerinin rûhudur, en kapsamlı, en anlamlı, en yoğun özetidir. Hedefimiz Bulgaristan ve Romanya ile birlikte Avrupa Birliği'ne girmektir. Bulgarlar ve Rumenler kadar potansiyelimiz ve mâşerî yeteneğimiz bulunmadığını iddia eden herkesle münakaşa ederim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.