Hikâyelerimiz Batı’da ‘abluka’ altında! Filistinli sinemacı Atallah: Fonlar birçok şart dayatıyor

Sinemacı Hanna Atallah “Filistin filmleri için finansman bulmak artık daha zor hâle geldi. Çünkü üzerimizdeki kuşatma, hikâyelerimize ilgili olmaya başladı” diyor.
MURAT ÖZTEKİN - 15 Temmuz Haftası faaliyetleri çerçevesinde İstanbul’a gelen Filistinli film yapımcısı ve yönetmen Hanna Atallah, sinema yaparken yaşadıkları zorlukları anlattı.
Türkiye gazetesinin sorularına cevap veren Atallah, hâlihazırda İsrail tarafından katledilen veya baskılanan Filistinliler için sinemanın önemine dikkat çekerek “Siyonist İsrailliler ile aramızdaki temel meselelerden biri anlatı ile alakalı. Sinema bizim için hikâyelerimizi anlatabileceğimiz, canlı tutabileceğimiz ve dışarıya yansıtabileceğimiz bir araç. Dolayısıyla bizim direnişimizin temel vasıtası. Öte yandan beyazperde, bizim için kolektif hatıraların tutulabileceği bir yer de demek. Görsel temsilinizi yok etmeye ve sizi bir stereotipe sokmaya çalışan ‘devasa bir makineyle’ karşı karşıysanız sinema umut veriyor” diyor.
“ARAP TERÖRİST” ALGISINI DEĞİŞTİRİYORUZ
Özellikle Hollywood’da ve Batı medyasında Filistinlilerin “Arap terörist” olarak gösterildiğini söyleyen Atallah “Bunun değişmesi için mücadele ediyoruz. Zaten şu anda yaşanan soykırım esnasında Gazze’ye dair sosyal medyada ve TV haberlerinde çıkan bütün görüntüler dünyayı ayağa kaldırıyor” diye konuşuyor.
Buna rağmen Filistin’e dair film çekmek istediklerinde Batı’da baskı gördüklerini savunan Hanna Atallah “Filistin filmleri için finansman bulmak artık daha zor hâle geldi. Çünkü üzerimizdeki kuşatma, hikâyelerimize ilgili olmaya başladı. Artık film yapmak için Alman ya da Fransız devlet finansmanına başvuruyorsanız, hikâyenizle ilgili birçok şart dayatılıyor” şeklinde konuşuyor.
FİLİSTİN’DE GİZLİ GİZLİ FİLM ÇEKİYORDUK
Öte yandan Filistin’in Ramallah gibi bölgelerinde bile film çekmenin artık mümkün olmadığını söyleyen Hanna Atallah, 7 Ekim hadiseleri öncesinde Kudüs’te yaşadıkları tecrübeleri ise şöyle anlatıyor: Gazze’deki savaş, Batı Şeria’daki kuşatma ve çok sayıda yerleşimcinin saldırısı sebebiyle Filistin artık film çekmek için güvenli bir yer değil. Filistin hakkında geçen yıl prömiyeri yapılan iki film başka ülkelerde çekildi. Ancak önceden de durum çok iyi değildi. 7 Ekim’den evvel bir film yapmak istediğimizde sanki başka bir ülkede çekim yapıyormuşuz gibi saklanıyorduk. Çoğu zaman bir evin içinde oluyorduk. Bir yerde çekim yapıyorsak ekiptekiler, orası kendi evleriymiş gibi davranıyorlardı. Ve etraflarındaki insanları film çektiğimizi belli etmeyin diye devamlı ikaz ediyorlardı. Dışarıda ise çoğu zaman kamerayı saklıyorduk. Yani film çekmenin tadını çıkarmak yerine, her zaman endişe içindeydik.