Ressam Cemal Toy: Bizim şehirlerimiz sürprizlerle dolu

Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Ressam Cemal Toy: Bizim şehirlerimiz sürprizlerle dolu
Kültür - Sanat Haberleri  / Türkiye Gazetesi

Şehirleri odağına alan eserlerini “Kalp Hizası” sergisinde sanatseverlerle buluşturan usta ressam Cemal Toy “Bizim şehirlerimiz hep sürprizlere açıktır. İstanbul’da ise farklı kültürlerin yan yana gelişinden doğan başka bir ritim var. Ben de bu ritim ve enerjiyi yakalamaya çalışıyorum” diyor.

MURAT ÖZTEKİN'İN RÖPORTAJI - Ressam Cemal Toy yıllardır Sultanahmet ve Ayvansaray gibi İstanbul’un kalbindeki semtlerde sanatını icra ediyor. Usta ressamın halk içinde büyük bir tevazuyla meydana getirdiği eserlerinde ise başta İstanbul olmak üzere medeniyet coğrafyamızın kadim şehirleri öne çıkıyor.

Osmanlı’daki Matrakçı Nasuh’a benzetilen sanatçı Toy, şimdi eserlerini “Kalp Hizası”nda sanatseverlerle buluşturuyor… İstanbul’daki AKM’de açılan sergide, sanatçının 18 yaşında yaptığı ilk eserlerden günümüze uzanan yaklaşık 40 senelik sanat serüveni ortaya konuyor.

AKM’de hazırlıklar devam ederken bir araya geldiğimiz Cemal Toy, serginin adına da atıfta bulunarak “Sanatçının resim yaparken fırça tuttuğu eliyle gönlü aynı hizada olmalıdır” diyor ve başlıyoruz sohbete…

◾ Sıra dışı renklere sahip eserlerinize baktığımızda hep şehir manzaraları öne çıkıyor… Niçin böyle?

Aslında bizim medeniyetimiz, bir şehir medeniyetidir. Yıllar evvel “Şehirlerin Ruhu” adlı bir eser okumuştum, şehirlerin kalbini anlatıyordu ve kitaptan çok etkilenmiştim. Araştırmalarım sonrasında şehir ve kültürlerle alakalı resimler yapmaya başladım. Bu serüven yıllardır devam ediyor.


İSTANBUL BENİM İÇİN VAZGEÇİLMEZ

◾ Bu kadar farklı medeniyete ev sahipliği yapan İstanbul’da yaşıyor ve bu coğrafyada sanat yapıyor oluşunuz, işinizi daha çok kolaylaştırıyor sanırım…

Evet, İstanbul, Osmanlı ile beraber üç büyük medeniyete ev sahipliği yapmış bir yer. Ayrıca Osmanlılar da Bizans’ı tamamen reddetmemiş; mesela Zeyrek’in tam karşısına Süleymaniye’yi koymuş, Ayasofya’nın yanına Sultanahmet Camii’ni yapmış. Bu çok anlamlı. Dolayısıyla İstanbul’da çalışmak benim için vazgeçilmez bir şey.

◾ Siz hep şehrin kalbinde açtığınız atölyelerde sanat yaptınız değil mi?

Yıllarca atölyem Sultanahmet’teydi. Oraya tarihî güzelliklerin içinden geçilerek ulaşılıyordu. Atölyeme yabancı misafirler de heyecanla geliyorlardı. Şimdi ise çalışmalarıma yine Haliç kıyısında devam ediyorum. Şehirle iç içeyim ve hep insanların ortasında resimler yapıyorum.

Küratörlüğünü Betül Tekner’in üstlendiği ve Fatih Belediyesi’nin katkılarıyla açılan “Kalp Hizası” sergisi, 7 Eylül’e kadar AKM’de görülebilecek.  Sergide bazı eserlerin satışından elde edilecek gelir ise Gazze’de uzuv kaybı yaşamış kişilere destek olarak yardım kuruluşlarına aktarılacak.
Küratörlüğünü Betül Tekner’in üstlendiği ve Fatih Belediyesi’nin katkılarıyla açılan “Kalp Hizası” sergisi, 7 Eylül’e kadar AKM’de görülebilecek.  Sergide bazı eserlerin satışından elde edilecek gelir ise Gazze’de uzuv kaybı yaşamış kişilere destek olarak yardım kuruluşlarına aktarılacak.

SANATÇIYA KİBİR YAKIŞMAZ

◾ Hâlbuki sanatçılar genelde insanlardan çok uzak dururlar. Birçok ressam ise kibirle anılır…

Kibir bir kalp hastalığıdır. Evet, birçok insan gibi maalesef bazı sanatçılar da kibirli. Ancak kibir sanatçıya hiç yakışmaz diye düşünüyorum. Bir çocuğa da hürmet etmek, kimseyi küçük görmemek lazım.


ŞEHİRDE BİR RİTİM VAR

Peki, İstanbul gibi Osmanlı’nın ruhunu yansıtan şehirlere baktığınızda bir sanatçı olarak ne gibi şeyler görüyorsunuz?

Batı’daki şehirler genelde artı şeklindedir. Bizim şehirlerimizdeki evler ise topografyaya uygun yapılmıştır. Bir sokakta mor salkımları görürsünüz, döndüğünüzde ise küçük bir mescit karşınıza çıkar. Yani şehirlerimiz hep sürprizlere açıktır.

İstanbul’da ise farklı kültürlerin yan yana gelişinden meydana gelen başka bir ritim var. Ben de bu ritim ve enerjiyi yakalamaya çalışıyorum. Camiler, kuleler, sebiller ve çeşmeler... Çizmediğim abidevi yapı yok gibi. Ayrıca mimari yapılara farklı manalar taşıyacak şekilde yer veriyorum. Mesela Topkapı Sarayı’nın Adalet kulesi, “güneş gibi olan” adalete vurgu yapıyor.


MODERN İŞTAH DOYMUYOR

◾ Peki ya bugün İstanbul’un değişen hâli size ne düşündürüyor?

‘Modern iştah’ asla doymuyor. Modernitenin etkisiyle maalesef şehrin birçok yerinde tarihî doku tahrip oldu. Ancak geçmişin izleri silinmez. Ben de gravürler ve başka kaynaklara bakarak eski eserleri resimlerinde yaşatmaya çalışıyorum.


SOYUT RESİM BİZİM KÜLTÜRÜMÜZE DAHA YAKIN

◾ Resimleriniz genelde figürden uzak, bazıları ise soyut. Bu tercihinizin altında ne yatıyor?

Gençliğimde İlhami Atalay’ın asistanlık yaparken resim sanatı konusunda sorgulama içerisindeydim. Sonunda Hocamın telkinleriyle bu sanatı, kendi inançlarımın dairesi içerisinde daha soyut şekilde yapabileceğime karar verdim. Biz, görmediğimiz varlıklara inanıyoruz. Bu yüzden soyut resim bize daha yakın.


"RESİM YAPMADIĞIMDA RAHATSIZ OLUYORUM"

Usta ressam Cemal Toy, sanat kariyerinde kemâl seviye olan 40. yılına çok yaklaştı. Toy, resme olan aşkını şu sözlerle ifade ediyor:

“Sanat benim için nefes almak gibi bir şey. Elbette biz sanatçıların sorumlulukları var ama bunun yanında bir şey üretmediğimizde rahatsız oluyoruz.”

Kaynak: Türkiye Gazetesi

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...