Astım, kontrol altında tutulabilir | Türkiye Kliniği

- Güncelleme:
Astım, kontrol altında tutulabilir | Türkiye Kliniği

Türkiye Cumartesi Haberleri

Astım, akciğer içi hava yollarında daralmalara sebep olan, alevlenmelerle seyreden kronik bir akciğer hastalığıdır. Hastalık tekrarlayan nefes darlığı, nefes verirken ortaya çıkan hışıltı sesi, göğüste baskı hissi ve kuru öksürük gibi belirtilerle kendini gösterir

Astım, kontrol altında tutulabilir | Türkiye Kliniği

Astım, akciğer içi hava yollarında daralmalara sebep olan, alevlenmelerle seyreden kronik bir akciğer hastalığıdır. Hastalık tekrarlayan nefes darlığı, nefes verirken ortaya çıkan hışıltı sesi, göğüste baskı hissi ve kuru öksürük gibi belirtilerle kendini gösterir.

Ülkemizde yaklaşık her 7-8 çocuktan biri astım hastasıdır. Astımın görülme sıklığı diğer alerjik hastalıklar gibi son yıllarda giderek artmaktadır. Hijyen hipotezine göre; aşırı steril ortamlarda büyüyen çocuklarda alerjik hastalıklar daha fazla görülmektedir. 

Astım hastalığının ortaya çıkmasında çeşitli risk faktörleri vardır. Astımın niçin bazı bireylerde görülüp bazılarında görülmediği, işte bu risk faktörleriyle açıklanabilir. Bu faktörler kişiyle ve çevreyle ilgili olmak üzere iki gruptur. Kişisel risk faktörleri içinde ailesel kalıtım yani genetik yatkınlık ve şişmanlık sayılabilir. Çevresel risk faktörleri ise genetik olarak yatkın bireylerde astımın ortaya çıkması ve ağırlığı üzerinde rol oynar. Bunlar alerjenler, tekrarlayan akciğer enfeksiyonları, sürekli olarak sigara dumanına maruz kalma durumu yani pasif içicilik, bazı ilaçlar, iç ve dış ortam hava kirliliği ve beslenme tarzıdır. Alerjenler olarak ev tozu akarları, mantar sporları ve polenler en fazla görülenler arasında sayılabilir. 

İLAÇ ÖZEL CİHAZLA VERİLİR

Astım atağı, hastada giderek artan nefes darlığı, öksürük, hışıltı veya göğüste baskı hissinin ortaya çıkması olarak tanımlanır. Astım hastalığı bu şekilde ataklar ile seyreder ve ağırlığı çeşitli derecelerde olabilir. Sadece egzersiz sırasında ortaya çıkan basit öksürük nöbetleri ile seyredebildiği gibi, yoğun bakım tedavisine ihtiyaç duyabilecek seviyelere kadar ilerleyebilir. Yakınmaları astımla uyumlu olan hastalarda yapılan muayene, laboratuvar tetkikleri ve mümkün olabilirse solunum fonksiyon testleriyle teşhis koyulur. Tedavinin amacı hastalığın kontrol altına alınması ve bu stabil durumun idame ettirilmesidir. Dünyada olduğu gibi, ülkemizde de bu hastalığın tedavisiyle ilgili gerekli her türlü ilaç ve yardımcı cihazlar bulunmaktadır. Uygun ilaç tedavisiyle astımlılar okul dahil günlük hayatlarına, hastalık sebebiyle herhangi bir kısıtlanma olmadan devam edebilir. Astım ilaçlarının büyük bir kısmı soluk alma yoluyla kullanılan ilaçlardır ve daha az yan etkiyle direkt hava yollarında istenen tedavi edici etkiyi oluşturur. Özel cihazlarla verilirler. Tedaviye başlanırken bu özel cihazların kullanım şekli mutlaka hastalara uygun şekilde anlatılmalıdır.

SİGARA DUMANINA DİKKAT

Astımlı bir hastanın gündüzleri astım yakınmasının bulunmaması, gece astım sebepli uykudan uyanmaması, hastalığı tedavi eden ve kontrol altında tutan ilaçları kullanırken ayrıca sık olarak hızlı etkili nefes açıcı ilaçlara gereksiniminin olmaması, nefes ölçüm testlerinin normal olması ve günlük işlerini engellenmeden yapabilmesi hastalığın tam kontrol altında olduğunun göstergesidir.

Maalesef astımı tamamen kontrol altında olan hasta sayısı hem dünyada hem ülkemizde hâlen istenen düzeyde değil. Hâlen dört astımlıdan biri yılda en azından bir kere astım nöbetiyle acil servise başvurmaktadır. Astım kontrolünü güçleştiren etkenler arasında ilaçların doğru teknikle ve düzenli kullanılmamasının yanı sıra sigara dumanı, alerjenler ve kimyasallar gibi tetikleyicilere maruz kalmak ve büyük çocuklarda özellikle obezite sayılabilir. Sigara içilen evlerde hastalığı kontrol altında tutma imkânı hemen hemen hiç yoktur. Pasif içicilik hastalığın tedavisi ve kontrol altına alınmasında çok fazla risk oluşturmaktadır. Evin hangi odasında olursa olsun hiç önemli değil, balkonda bile sigara içilmemesi gerekir. Sigara içen anne baba dışarda içtikten sonra da en azından 30 dakika çocukla temas etmemelidir. Süre sonunda mümkünse duş alıp yeni kıyafetlerle çocuklarla iletişime geçmelidir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...