"Tek çâre; Onu öldürmek!.."

A -
A +
Ebû Cehil kâfiri, Resûlullah Efendimiz için yandaşlarına dedi ki: "Tek çâremiz var arkadaşlar.Onu, hemence öldürmeliyiz!.." Öbürleri şaşırdılar. Ve şaşkınlık içinde; "Öldürmek mi?" dediler. Ebû Cehil; "Evet arkadaşlar, dedi. Çünkü o, tanrılarımızı kötülüyor. Üstelik de, dînimize (bâtıl) diyor. Onu öldürmemiz şart oldu artık! Kim öldürürse, ona mükâfât var!.." "Nasıl bir mükâfât?" dediler. Ebû Cehil dedi ki: "Yüz kızıl tüylü deve, ayrıca altın ve gümüş. Servete boğacağım o bahadırı!” Bir sessizlik sardı ortalığı. Herkes birbirine bakıyordu. Bu, fevkalâde zor bir işti. Hattâ imkânsızdı. Çünkü Onun ölümüyle Kureyş ikiye bölünecek ve kan dâvâları başlayacaktı. O arada biri ayağa fırladı. Ve Ebû Cehil’e dönüp; "O dediğin işi ancak Hattâboğlu yapabilir!" diye kükredi. Bütün gözler ona çevrildi. Ona hayrânlıkla baktılar. Ve sevinç içinde; "Yaşa yâ Ömer! Bu işi ancak sen becerirsin" dediler. Hattâ teşvîk ettiler. Kışkırttılar. Ve bir alkış tûfânı koptu. Ömer'in câhiliyet damarı kabarmıştı. Kılıcını kavradığı gibi düştü yollara. Onu öldürmek için gitti. Ama "Âşık" olarak geri döndü...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.