Hakkını helal eden kazançlı çıkacaktır

A -
A +

"Kimin haklı olduğu ahirette meydana çıkacak ve kendini 'alacaklı' sanan nice kimseler, o gün 'borçlu' çıkıp kahrolacaklardır!.."

 
Dinimizde kul hakkı pek mühimdir. Müslüman olsun, kâfir olsun, nerede olursa olsun, hiçbir insanın malına, canına ve ırzına, namusuna dokunmak caiz değildir. Peygamber efendimiz buyurdu ki:
"Birisinin hakkını alan kimse, ölmeden önce, onunla helalleşsin! Paranın, malın geçmeyeceği kıyâmet gününe, üzerinde kul hakkı bulunarak gitmesin! Dünyâda yapmış olduğu ibâdetleri, orada hak sâhibine verilecektir. İbâdeti yoksa veya biterse, hak sâhibinin günâhları, buna yüklenecektir."
Bir kimsenin, başkasına zarar vermesi, malını çalması ve yemesi, iftirâ etmesi, dövmesi, sövmesi, yaralaması, ücretsiz birinin çocuğuna iş gördürmesi, alay etmesi, gıybetini yapması, kalbini kırması, suizanda bulunması, eli ve dili ile eziyet etmesi kul haklarındandır.
Kul hakkının en mühimi hoca ve ana-baba hakkıdır. Gayrimüslimlerin haklarına tecâvüz etmek Müslümanın hakkına tecâvüz etmekten daha büyük günâhtır...
Kıyâmet günü hak sâhipleri, haklarını mutlaka alacaktır. Dünyâda hak sâhibine hakkı ödenmezse veya hakkını helal etmezse, âhirette iyilikleri alınıp hakkı olana verilir...
         ***
Büyük İslam âlimi Hüseyin Hilmi Işık (kuddîse sirrûh) buyurdu ki: "Bir gümüş para kul hakkı olanın haccı kabul olmaz. Hiç sevap kazanamaz. İstediği kadar hacca gitsin, kabul olmaz. Kul hakkı, İslâm ahlâkının temelidir... Üç gram gümüş borcunu, yâni birkaç liralık kul hakkını ödemeyenin haccı, 'hacc-ı mebrûr' olsa dahi kabul olmaz. Hattâ şartlarına uygun olsa dahi!.. Kul hakkı bu kadar mühim... Fakat bunu bilen yok. Söyleyen hiç yok... Kul hakkı ne kadar az olsa da, helalleşmedikçe Cennete duhûle (girmeye) mânidir. Kul hakkından çok korkmak lâzım, çok. Ne kadar az olsa da korkmalı kardeşim. Üzerinde kul hakkı bulunan mevtânın rûhu, âsumâna, göklere yükselemez..."
Kul hakkından kurtulmak için, hak sâhiplerinin hakkı ödenir, helalleşilir, ona iyilik ve duâ edilir. Hak sâhibi ölmüş ise, çocuklarına, vârislerine haklar verilip ödenir. Vârisleri bilinmiyorsa, o miktar para fakirlere sadaka verilip sevâbı hak sâhibine niyet edilir.
Din büyükleri buyurdu ki: "Vefat etmeden, hayatta iken hakkını helal eden âhirette kazançlı çıkacaktır. 'Ben falancaya hakkımı helal etmiyorum' dememelidir. Hatta 'Ben, kıyamete kadar olan bütün haklarımı herkese helal ettim' demelidir... Kimin haklı olduğu ahirette meydana çıkacak ve kendini 'alacaklı' sanan nice kimseler, o gün 'borçlu' çıkıp kahrolacaklardır!.."
Hayatta iken hakkını helal edenlere ne mutlu...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.