Dövüyorlar bizi ey millet!

A -
A +
Kırıkkale'de kocası tarafından katledilen Emine Bulut'u konuşuyoruz bir haftadır. Herkes bir sebep söylüyor. Oysa travmanın sebebi çok. Bu cinayetler buz dağının görünen yüzü. Topluma giren virüs, yüreği, ciğeri, mideyi dağıtmış. Millet olarak iç kanama geçiriyoruz. Bu yüzden sürekli bağırıyoruz.               *** Haberler çok gürültülü... Televizyonlarda akşam bültenleri cinayet, taciz, tecavüz, bıçaklama vakalarından geçilmiyor. İnternet siteleri ve sosyal medya hiçbir kriter gözetmeden, toplum psikolojisini bozar mı demeden insanları kan revan içinde yayınlıyor. En çok 'tık’ı çirkef takımı alıyor. En çok gündeme gelenler, ağzı bozuk adamlar oluyor. Tartışma programlarında en çok ilgiyi, en çok bağıranlar görüyor. Memlekette dayatılmış ve kabul görmüş bir kanaat var: Haber dediğin hep olumsuz olacak! İyinin alıcısı yok. Karalayan, çarpıtan, korkutan, iftira atan, sinirleri bozanlar ilgi görüyor. Umutlu haber yapanlar, yandaş kabul ediliyor.
              ***
Dövüyorlar bizi ey millet!
Dizilerimiz çok gürültülü… Hep bir kavga, didişme, boğuşma, işkence, bağırma hâli var. Anlat Karadeniz, Çukur, Avlu, Gülperi, Hercai, Söz, Aşk Ağlatır... Hangisini sayayım? Senaristlerimizin hayal dünyası geniş. Dizilerde öyle işkence yöntemleri var ki... Sanırsın psikopatlara tarif veriliyor. Vurulanlar, bıçaklananlar, saçından sürüklenenler, ağzı burnu kırılanlar, eli ateşe tutulanlar, kaşağı ile kaburgası kırılanlar, kemerle dövülenler, zincirle tavana asılanlar, Çin usulü başından su dökülenler, küvette boğulanlar, kafası mengeneye sıkıştırılanlar, traktöre bağlanıp sürüklenenler, buruna serum takılıp ciğerleri patlatılanlar, üzerine kezzap dökülenler, duvara çarpılanlar, demir çubukla delik deşik edilenler... Ölümlerden ölüm, dramlardan dram, raconlardan racon, repliklerden replik beğen. Üstelik bunları çoluk çocuk da izliyor. Trafoyu koymuşlar evlere, sömürdükçe sömürüyorlar duyguları. Reyting uğruna, tık yoluna kurban gidiyoruz! Kadın cinayetleri konuşulsun ama önce ekranlardan başlansın. Oturup centilmenlik anlaşması imzalansın. Pekiyi kim öncülük etsin? Siyaset kurumu. İşe bakın ki politikacılar herkesten gürültülü...   Yahu bu nasıl iş?   Kadın cinayetlerinin iki ortak noktası var. BİR: Kurbanların boşanmış ya da boşanma aşamasındaki kadınlar olması. İKİ: Kocaların büyük kısmının, madde bağımlısı, alkolik psikopat olması... Herifler uyuşturucu kullanıyor, alkolik. Yani din ile diyanetle alakaları yok. Gelin görün ki ihale yine muhafazakârların başına patlıyor. "Kadınlar Allah'ın emanetidir" hadis-i şerifini hatırlatıp kadınların üstüne titreyenler linç ediliyor. Bu nasıl iş?   İstanbul kokuyor başkan   Kafede yan masaya üç adam oturdu. Biri söze girdi: - “İzmir’i gördünüz mü? Sular üç gündür kesikmiş. Belediye bu sıcakta şehrin göbeğinde tankerle su dağıtıyormuş.” - "Sen bırak İzmir’i de İstanbul’a bak" dedi diğeri, "Belediye Beyazıt Meydanı'ndaki seyyar tuvaleti kaldırmış. Millet tuvaletsiz kalmış. Sahaflar, alt geçit idrar kokuyormuş." -"Yahu sorma" diye cevap verdi öteki… "Sabah akşam Yenikapı-Havalimanı metrosunu kullanırım. İnanın iki aydır leş gibi, temizlenmiyor. Camlar ve yerler kir içinde. Araç kokuyor abi." Diğer adam tekrar söz aldı: -"Metrobüs yolları da köy yolu gibi. Duraklarda araçlar fren yaptığı için büyük çukurlar oluşmuş. Seçimden bu yana berbat. İnsan hiç mi bakmaz, iki kürek asfalt atmaz?" İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin çiçeği burnunda başkanı, Diyarbakır, Batman, Nevşehir’de siyaset yapadursun, Megakent’te sıradan insanların gündemi bu... İstanbullu burnunu tutuyor burnunu...   Yandaşın kralı   Bir ay önce "THK -para bulup- teminat mektubu yatıramadığı için Orman Bakanlığının yangın söndürme ihalesine giremedi" diye yazıp, 94 yıllık kurumdaki trajediyi özetleyen Sözcü gazetesi, Bakan eleştirdikten sonra THK’yı öve öve bitiremedi. Neymiş, uçaklar para istemeden yangına müdahale için bekliyormuş! En kral yandaşlık işte budur!   Çelişki mi değil mi?   Cevabını bulamadığım iki soru: BİR: Türkiye’de yok sayma ve inkâr politikalarını ortadan kaldıran AK Parti'nin, aralarından çıkan iki eski genel başkanı parti kronolojisinden çıkarması çelişki midir, değil midir? Yoksa siyasetin gereği midir? İKİ: Türkiye'de PKK'nın çukur terörünü en iyi bilen isimlerden Ahmet Davutoğlu'nun 'hesabı kanun önünde versinler' diyerek kayyum atamalarına karşı çıkması çelişki midir değil midir? Yoksa siyasetin gereği midir?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.