Akşener’in ABD’li senatörlerin alçakça yasa tasarısına desteği neyin işareti?

A -
A +
Dünkü gelişme.
ABD’li bir grup senatörün sunduğu “Türkiye’deki siyasi amaçlı suçlamalara maruz kalanlara yardım etmeye ve diğer amaçlara yönelik Kanun teklifi” başlığı altındaki yasa tasarısı tek kelimeyle ABD’nin FETÖ, PKK, CHP, İyi Parti, HDP, GP, Deva, SP gibi tüm aparatlarıyla Türkiye’ye savaş açtığının itirafı ve tespiti.
Bu yasa tasarısı ABD’nin 15 Temmuz’da bozguna uğrayan aparatı FETÖ’yü yaptırım tehdidiyle yeniden kurtarma operasyonu.
Tasarıda “Türkiye insan haklarını sicilini düzeltmezse yaptırım uygulansın” tehdidi yer alıyor.
BULGULAR başlığı altındaki maddelerde aynen şöyle diyorlar:
1- 2016 yılındaki darbe girişiminden bu yana “Fethullah Gülen hareketiyle” bağı olduğu “iddiasıyla” 60.000’den fazla “polis ve askerî personel” ile yaklaşık 125.000 devlet memuru görevden alındı ve uzaklaştırıldı. “Yargı mensupları”nın üçte birinin görevine son verildi. 90.000’den fazla “vatandaş” tutuklandı, 1500’den fazla “sivil toplum kuruluşu” kapatıldı.
2- Hükûmet 30’dan fazla ülkede “sınır ötesi baskı kampanyası” ile en az 58 kişinin hukuksuz bir şekilde teslim edilmesini sağladı. 
3- “Kürt siyasetçi Selahattin Demirtaş” haksız şekilde tutuklandı. Demirtaş, Kürdistan İşçi Partisi ile barış müzakereleri lehine düşüncelerini dile getirdiği için “terör propagandası yapmak” sebebiyle tutuklandı.
Dikkat edin, yukarıda KÜRDİSTAN İŞÇİ PARTİSİ olarak nitelenen “parti” PKK’nın ta kendisi.
 
MERAL AKŞENERİN ZEHİRLİ SÖZLERİNİN SEBEBİ
 
Artık çok açık, FETÖ’cüleri inleten, FETÖ’ye indirilen darbelerin kendisine indirildiğini çok iyi bilen ABDiçerideki adamlarına da onları savunun talimatı veriyor.
Onlardan birini çok iyi tanıyorsunuz.
15 Temmuz öncesi meydan meydan “Yurtta sulh, cihanda sulh” diye çığıran, çıktığı televizyonlarda “Ben başbakan olacam” diyen Meral Akşener.  
Kendisi darbe girişimine katılan ve destek veren tutuklu FETÖ’cü örgüt liderleri ve mensupları için ne dedi biliyor musunuz?
“NE KADAR GARİBAN VARSA İÇERİDE”
Bu cümleyi kurabilecek kadar şirazesi kaymış olan Akşener, FETÖ’den tutuklananların kimliğinden habersiz olabilir mi? Pekâlâ biliyor ki bir kısmı kaçmayı başarsa da FETÖ’nün en önemli AĞABABALARI içeride. İdam yerine ağırlaştırılmış müebbetleri yediler, kuzu kuzu yatıyorlar.
Biliyoruz çok üzgün. Karın ağrısı büyük ve aynı nedenle halkta FETÖ’CÜ GARİBANLAR ALGISI oluşturmak istiyor.
Bu ahlak dışı siyasetin sebebi nasıl açıklanabilir?
ABD ona talimat verdiği için mi?
Ya Kılıçdaroğlu’nun karın ağrısı?
O da şartlar elverse ABD’li senatörler gibi PKK’ya “Kürdistan İşçi Partisi” diyecek. Benzer potansiyel onda da mevcut. Şimdilik Demirtaş’ın tutukluluğunu eleştirip duruyor.
Demirtaş durur mu, o da içeriden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’a parmak sallıyor.
Kobani katliamı öncesinde “Halkı sokakları tutmaya çağırıyorum” diyen cesareti geri geldi demek. Nereden işaret aldı dersiniz?
ABD’li senatörlerin yasa teklifi bir savaş ilanıdır.
Türkiye Cumhuriyeti devleti “teslim olmayacaksa” eğer, hazırlıklarını yapıp gerekli tedbirleri almalıdır.
İşe “içeriden” başlamalıdır.
 
“Joe Biden Millet İttifakı’ndan kimi aday gösterecek?” sorusunun ortaya çıkardığı tuhaf sonuç​

Önceki gün aşağıdaki paylaşımı yaptım Twitter’da:
“Benim en çok merak ettiğim Joe Biden’ın 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimleri için Millet İttifakı’nın görünür ve görünmeyen bileşenlerinden kimi aday göstereceği.
1-Ekrem İmamoğlu
2-Mansur Yavaş
3-Meral Akşener
4-Ali Babacan
5-Kemal Kılıçdaroğlu
ABD hâlâ kararsız nedense.”
Bu paylaşımımın altında yazılan yaklaşık 700 yorumun ortak özelliği beni çok şaşırttı. Çünkü yorum yapanların ezici bir çoğunluğu, Joe Biden’ın seçenek olarak belirttiğim isimlerden hangisini 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday göstereceğine kafa yordu ve tahminlerde bulundular. Kimi Meral Akşener dedi, Kimi Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu. Tabii Joe’nun Ali Babajohn’ı aday göstereceğini söyleyenler de az değildi. Kemal Kılıçdaroğlu’nu merak ettiniz değil mi? Ona da vardı birkaç destek!
İnanır mısınız, iktidar ve Erdoğan taraftarlarından ya da muhaliflerden biri de çıkıp “Yahu Joe biden da kim oluyor ki bu ülkenin içişlerine karışıp muhalefetten bile olsa aday gösterebiliyor, bu cüreti nasıl bulabilir” mealinde bir söz söylemedi, yazmadı.
İki kişi hariç. Biri muhalif bir isim, diğeri de sıkı Erdoğancı bir hanım.
Muhalif olduğu anlaşılan Orhan Doğan isimli Twitter kullanıcısı Cumhurbaşkanlarımızı Amerika mı belirliyor?” diye sordu.
@glyy_reis isimli sıkı Erdoğancı bir hanımefendi ise Fuat Bey, çok önemli mi Biden’ın fikri zikri. Türkiye Cumhuriyeti Devleti dışarıdan icazet alacak bir Devlet değil. Biz işimize önümüze bakalım” dedi.
Bu ikisi dışında yorumlara baktığımda çıkardığım SONUÇLAR işe şu oldu:
1- Paylaşımıma muhalif kesimlerden neredeyse hiç tepki gelmedi. Demek ki onlar için bu olağandı. Ne acıklı, ülkemin muhalif insan profili.
2- İşin garibi iktidarı destekleyenler de ABD Başkanı Joe Biden’ın Millet İttifakı adayını belirlemesine gayet olağan bakıyordu. Bu da onlardaki Millet İttifakı bileşenleriyle ilgili emperyalizmin iş birlikçisi algısının ne denli güçlü olduğunu göstermekteydi.
Aslında bu sonuç boşuna ortaya çıkmadı.
MİLLET İTTİFAKI denen bu rezil çukurun ABD ve Batı ile girdikleri kirli ilişkilerin halkımızda nasıl bir algıya yol açtığını, bu DOLAYLI İSTATİSTİK net biçimde gösterdi.
 
 
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.