Beşar Esad’ın “Ülkenize dönün” çağrısı ve bir öneri

A -
A +
Şam rejiminin başındaki isim olan Beşar Esad geçen aylarda yapılan son başkanlık seçiminde yüzde 95 gibi bir oy alarak büyük “başarı” kazandıktan sonra Suriye Meclisinde yaptığı konuşmada, ülkeden göç eden Suriye vatandaşları için “Geri dönün” çağrısında bulundu.
Esad aynı çağrıyı sivil halkın silahsız olarak demokrasi talebiyle gösteri yapmaya başladığı ve onların üzerine keskin nişancılarla mermi yağdırıp bomba atmaya başladığı tarihten bir yıl sonra ve 2018 yılında da yapmıştı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve diğer muhalif partilerin liderleri sık sık bu hatırlatmayı yapıyor, “Beşar Esad göç edenleri ülkelerine geri çağırıyor, ama iktidar hiçbir adım atıp Esad ile görüşmüyor” diye.
Amaçları, iktidarın temsilcilerini Esad’ın ayağına gönderip sonra da “Yaa adamı işte böyle yaparlar” diye dalga geçmek ve bu görüntüler üzerinden siyasi rant devşirmek. Yoksa çok şikâyet ettikleri Suriyeli mültecilerin vatan topraklarına geri dönüp kendi ülkelerinde rahatı ve huzuru bulmalarını düşündüklerinden değil.
Bu yüzden Suriyeli mültecilere karşı toplumdaki rahatsızlıkları tetikleyip fitne ateşinin fitilini tutuşturmanın peşindeler.
Peki, Suriye’de yaşanan ve yarım milyon insanın Beşar Esad tarafından katledilmesine, 10 milyona yakın insanın Suriye topraklarında ve yurtları dışında kendilerine yaşam alanı arayıp mülteci olmalarına sebep olan trajedinin acısını kimler çekmekte?
Cevabı sorunun içinde.
Katledilen masum sivillerin, çocukların yakınları, anne-babaları, kardeşleri.
Suriye içinde ve dışında mülteci olan o milyonlarca insan.
Yabancı topraklarda kaderlerini sığındıkları ülke devletlerinin, insanlarının merhametine, insafına terk ederek yaşamak zorunda kalan göçmenler, mülteciler.
Başlarına neler geleceğini bilmeden hayat mücadelesi verenler.
Sığındıkları ülkelerde görünmez olarak yaşamayı öğrenenler, o ülkelerin parklarında, sahillerinde görünmenin “büyük suç” olduğunu bilenler.
İnsani olarak en ufak bir hatalarında, işlenen bireysel bir suçta topluca ırkçı nefrete tabi tutulup evleri, iş yerleri yağmalananlar, sokaklarda görüldüklerinde darbedilenler.
Sürekli kendilerine kapıyı gösteren faşistlerin tehditlerine maruz kalanlar.
Suriyeli bir müzik grubunun şarkısını dinledim geçen gün gözyaşlarımı tutamadan. Sözleri şöyleydi:
Eğer sizin meydanlarınızda, caddelerinizde, sokaklarınızda
Dilenciler olduysak özür dileriz
Eğer sizin iş yerlerinizde, atölyelerde, tarlanızda
Kaçak işçi olduysak özür dileriz
Eğer sizin kıyılarınıza, kumsalınıza, plajlarınıza
Cesetlerimiz vurduysa özür dileriz
Şikâyet edemem ben maazallah
Ben bir mülteciyim…
Şarkı bittiğinde mülteci olmadan da mülteciliğin ne olduğunu iliklerimde hissettim o an. Böyle dedim ama belki de bundan 150 yıl önce Kafkasya’da Rus Çarlığı barbarlarının istilasına karşı savaşırken sürgün edilip Anadolu coğrafyasına sığınmak zorunda kalıp mülteci olan atalarımın; Çerkeslerin acısını tam içimde hissettiğimden.
Şimdi Kemal Kılıçdaroğlu şöyle diyor:
“İktidara geldiğimizde Suriyelileri davul zurna ile göndereceğiz”
Öte yandan “ırkçı görünmemek” için de ilave ediyor:
“Ama evlerini yaptıktan sonra ülkelerine göndereceğiz”
İnsan acı acı gülüyor. Yuvalarını yapacak.
Beşar Esad rejiminin muhaliflere neler yaptıklarını, işkenceleri, cezaevlerinde tecavüz edilen kadınları, erkekleri bilmesek, Taliban’ın yaptığı gibi sokaklarda infaz edilen insanlardan haberdar olmasak mesele yok.
Onlar için her şey çok basit:
“Esad çağırıyor ya işte, gitsinler evlerini kursunlar, biz de yardım edelim”
 
KEFİL OLUYORLAR ESAD’A
 
Esasında Türkiye’nin operasyonlarıyla özgür kılınan ve Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) denetimi altında olan bölgelerle İdlib’e binlerce ev yapıldı zaten geri dönenler ve orada yaşayanlar için AK Parti iktidarı tarafından.
Neyse, Esad madem çağırıyor göçmenleri, benim bir ÖNERİM var:
İki taraftan alt düzeyde heyetler bir araya gelsinler, görüşmeler yapıp bir komisyon kurulsun. Bu komisyon döneceklerin listelerini hazırlasın, gönüllülük esasına göre dönenler için yol yordam belirlensin. Ancak geri dönüş süresince Türkiye’den tüm partilerden belirlenecek isimlerden oluşan bir gözlemci heyeti de Şam rejiminin egemen olduğu topraklarda serbestçe dolaşım iznine sahip olsun, geri dönenlerin akıbetleri, gördükleri muamele ve yaşam hakları hakkında raporlar hazırlayıp göndersinler. Hatta bu konudaki girişim Birleşmiş Milletler’e de raporlansın. Muhalefet liderlerinin de dediği gibi Türkiye evlerini geri döndüğü yerlerde yeniden inşa etmek isteyenlere belli krediler açılıp hibeler de versin.”
Evet, ÖNERİ bu.
Hadi bakalım. Siyasi rant konuşmaları yapmak yerine işe yarayacak bir şey için elinizi taşın altına koyun. Bu öneriyi hem Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüşün, hem de Beşar Esad’a her zamanki gibi kutlama heyeti yerine bu öneri için bir heyet gönderin.
İşe yarayın yani ve böylece ülke için, çözüm için hazır olup olmadığınızı görelim.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.