Kılıçdaroğlu'na biçilen rol!

A -
A +

Üç gündür; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile il il dolaşıp “Halkla temas eden” ve sonunda belediye başkanı olduğu İstanbul’a dönmeye karar veren Ekrem İmamoğlu’nun konuşmalarını senkronize biçimde dinledim.

Neler oluyor önce ona bakalım:

Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanlığı adaylığı için iyice ısınmakta.

Yaptığı açıklamalar, sanki ekonomiden çok iyi anlarmış ve ülkeyi yönetme kapasitesine sahipmiş gibi Merkez Bankası’na gitmeler, KHK soruşturmalarıyla ihraç edilen FETÖ’cüleri yeniden devlet kadrolarına alacağını ilân etmeler, siyasi cinayet ithamları, en son ülkede yaşayan tüm memurları tehdit etmelere kadar vardırdı işi.

Sanki “Ben adayım ve bu işin sahibiyim” der gibi davranıyordu.

Ama öte yandan “Otur oturduğun yerde, belediye başkanlığını yap” dediği Ekrem İmamoğlu da âdeta “Üfürükten tayyare selam söyle o yâre” havasında, sanki Cumhurbaşkanı adayıymış gibi il il dolaşmaya başladı. Diyarbakır’da PKK’nın siyasal uzantısı HDP ile sarmaş dolaş olup “Diyarbakır Annelerine gitmeyeceğim, şov yapmak istemiyorum” dedi. Hıyar soyarken video çektirecek kadar video şovmeni olan, Pervin Buldan’la ağaç dikme şovu yapan adam, Diyarbakır Anneleri ile bir araya gelmeyi şov olarak nitelendirdi! Ama asıl şovu HDP’lilerle birlikte Ahmet Güneştekin’in Diyarbakır’da açtığı “Hafıza odası” adlı sergisinde yapacakmış meğer. Orada açıkça “Türkiye’de barışı birlikte sağlayacağız” diyerek PKK’ya umut verdi. Türkiye’de savaş olmadığına göre neyin barışıydı bu? Tabii ki PKK terörüyle mücadelenin sonlandırılacağı müjdesini vermekteydi iktidara geldiği takdirde. Üstelik meritroyal üyelik her konuşmasında kendi adaylığı ile ilgili soruları daima “Açık kapı” bırakarak cevapladı.

 

KILIÇDAROĞLU’NU CHP BAŞKANI YAPAN KASET KUMPASÇILARININ ADAYI İMAMOĞLU’YDU FAKAT…

 

O hâlde ne yapılmak isteniyordu?

Bilindiği üzere eğer Joe Biden’ın dediği gibi bu kez darbe değil de “demokratik” yollarla iktidarı devralmak, Tayyip Erdoğan gibi bir lider karşısında hiç de kolay değil. Sonuçta yüzde 50+1 almak zorunda.

Ta 1,5 yıl öncesinden yazmıştım(*) Ekrem İmamoğlu’nun OLAY TV adlı televizyonu kurdurmasıyla birlikte Cumhurbaşkanlığı için hazırlanmaya başladığını. Yani Kılıçdaroğlu’nu kumpasla CHP’nin başına getirenler, bu kez tercihlerini İmamoğlu’ndan yana kullanmışlardı.

Ama beklenmeyen bir şey oldu ve Kılıçdaroğlu aşırı derecede adaylığa asılmaya başladı. Sorunu “halletmek” gerekiyordu ve önlerinde iki seçenek vardı:

1-Ya Kemal Kılıçdaroğlu’nu “Bir şekilde” bertaraf edeceklerdi ki bunu artık yapamayacaklar çünkü deşifre ettik. Mamak’ta beceremediler. Alaattin Çakıcı meselesinde de deşifre ettik malum.

2-Ya da Kılıçdaroğlu’na “Sahada kendini ispat eder ve Millet İttifakı tabanının seni desteklemesini sağlarsan neden olmasın” diyeceklerdi.

İkinci şıkkı seçtiler.

 

İMAMOĞLU: “ARTIK YOLA ÇIKTIM, GERİ DÖNEMEM”

 

Burada size 14 Temmuz 2020 tarihli “FETÖ'nün 15 Temmuz sonrasına Başbakanlık sözü verdiği 7 isim kim?” başlıklı yazımı(**) okumanızı öneriyorum.

Yani sahada kendini ispatlayan kazanacaktı. KIYASIYA YARIŞ başlamıştı.

Kılıçdaroğlu’nun İmamoğlu’nun önünü kesmeye çalışması, yukarıda sıraladığım “çılgınca” atakları yapması, ağzına geleni söylemesinin sebebi buydu. Ama İmamoğlu da aynı plânın parçası olarak Kılıçdaroğlu’nun ne yapmak istediğini gördü ve kendisine Seyit Torun aracılığıyla “İl il dolaşmayı bırak, İstanbul’a görevinin başına dön” diye haber gönderen Kemal Kılıçdaroğlu’na “Ben artık YOLA ÇIKTIM, geri dönemem” diye anlamlı bir cevap vererek savaşın fitilini ateşledi.

 

KEMAL KILIÇDAROĞLU’NUN BİLMEDİĞİ ÖNEMLİ HESAPLAR

 

Dediğim gibi Kemal Bey'i kaset kumpasıyla CHP’nin başına getirenlerin ona söylemedikleri bir önemli hesapları daha vardı oysa. Kılıçdaroğlu İmamoğlu’nun önüne her takoz koyuşunda onu daha da güçlendirecekti. Her yaptığı atak İmamoğlu’na yarayacaktı. Nasıl mı?

Geçmişte çıkan büyük liderlere bakın. Adnan Menderes ve Celal Bayar CHP’nin içinden İsmet İnönü’ye isyan ederek iktidar oldular.

Yine Bülent Ecevit, İsmet İnönü’ye başkaldırdı ve CHP’nin başına geçip efsane lider Karaoğlan olarak ismini dağlara taşlara yazdırdı.

MSP geleneğinden gelen Tayyip Erdoğan, tüm engellemelerine rağmen Necmettin Erbakan gibi güçlü bir ismin karşısına çıktı ve kongrede kaybetmesine rağmen yeni bir parti; AK Parti’yi kurarak iktidara geldi ve hâlâ Türkiye’yi yönetiyor...

İşte Kemal Bey'in anlamadığı hesap bu:

Kendisi İmamoğlu’nu engellemeye çalıştıkça, İmamoğlu’nu “mağdur” edecek onun “Halkın lideri” imajına istemese de katkı sağlayacak.

İkincisi de Kılıçdaroğlu son bir aydır yaptığı akıl almaz ataklarıyla tepkileri üzerine çekerek paratoner vazifesi görecek ve dikkatleri İmamoğlu’ndan uzaklaştıracak. İmamoğlu’nun söyleyip de yıpranacağı sözleri Kemal Kılıçdaroğlu’na söyletenler, âdeta onun sayesinde "YOL TEMİZLİĞİ" yapmakta şimdiden.

Burada soru şu:

Sayın Kılıçdaroğlu kendisine biçilen bu rolün, yaptıklarının İmamoğlu’na yarayacağının farkında mı? Yoksa bu rolü bile bile mi kabul etti?

.....

(*) https://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/fuat-ugur/615008.aspx

(**) https://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/fuat-ugur/614421.aspx

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.