İrfan Özfatura

Biraz Şintoizm inancı, biraz da yoğruldukları efsanelerden olacak, Japonlar imparatorlarını fevkalbeşer sanırlar. Güya onlar istisnadır, kutsaldır, sıradan insanlarla muhatap olamazlar

Vehbi Arvas kadife kadar yumuşak, su kadar duru bir insandı ama haramlara karşı da çelik duvar. Özel radyoculuk tarihinde ayrı bir yeri var. Görme özürlü birine program yaptıran gözü kara bir adamdı o... İpek ruhlu bir adam... (Mehmet Çelenk)

Gençlik yıllarında Yahudilere verip veriştiren Nixon, iktidara gelince tam aksini yapar. Kissinger'la el ele verir, siyonistlere çalışırlar

Frunze'nin amacı açık ve nettir: "Türkistan'ı işgal!" Kurmaylarına "Türklerle niye savaşıyoruz ki" der, "Getirelim Tatarları birbirlerini kırsınlar!"

28 Mayıs 1960 günü kimse sokağa çıkmadı, aydınlar tepki koymadı. Bu da ihtilalcileri cesaretlendirdi, darbe bayramlaştırıldı. Adnan Bey, kendisini darağacına götüren savcıya "sizi de yorduk" diyecek kadar zarif, darbeciler ise idamda kullanılan ipin bedelini Menderes'in eşinden isteyecek kadar kabaydı!..

Fransızca, İngilizce, Arabî, Farisî bilirdi. Başta Tatarca olmak üzere Türk lehçelerine hakimdi. Almanya'ya gittiğinde yaşı 52'ydi, oturup 6 ayda Almanca öğrendi.

Seyyidet Nefîse Hazretlerine sormuşlar "Neden Mısır?" Çünkü demiş, Kur'an-ı kerimde beş yerde adı geçiyor!

Kahire gece daha güzel, çünkü karanlık dağınıklığı örtüyor. Akdeniz sahillerine oturan İskenderiye ise düzgün bir şehir, gece gündüz fark etmiyor.

Hani eskiden Üsküdarlılar Eminönü vapuruna bindiler mi "İstanbul'a gidiyoruz" derlerdi ya, Araplar da Kahire yoluna düştüler mi "Mısır'a gidiyoruz" diyorlar.

Mısır, turizmden yaklaşık 11 milyar dolar kazanıyor. Turist neden hoşlanıyorsa onu pazarlıyor, soluk soluğa büst döküyor, papirüs eziyorlar

MS 820 yılında Abbasiler büyük piramidin sırrını çözmeye niyetlenir, bir delik açarlar. Granit tıkaçlara rağmen dehlizlere ulaşmayı başarırlar. Firavun ve firavuniçe odalarına ve yer altı mahzenine girer ama boş lahitten başka bir şey bulamazlar

Darülaceze, İçişleri Bakanlığı'na bağlı olsa da hazineden kuruş alamıyor. 470 elemanın maaşı, sigortası, ısınması, yemeği, temizliği, bakımı, onarımı, tanıtımı bağışlarla sağlanıyor

Cihad döneminde birbirleri için canını veren insanlar, kamplara ayrılır, kim, kime vurur anlaşılamaz. Kabil en büyük yıkımı bu dönemde alır. Ahmet Şah Mesud çaresizdir bu defa...

Boncuk dizme, seramik işleme, çorap örme, kilim dokuma... Yeter ki katılmak istesinler, Darülaceze'de yatan herkese göre bir iş var!

"Rum ve Ermeni hastanesine almadılar. Annem Fransız hastanesine 40 yıl hizmet vermişti, onlar da başlarından savdılar. Darülaceze'ye geldim, Mevlana gibi kucak açtılar bana"

Diyelim bir yaşlı terk edildi, sen ben ‘oğulları, kızları bile bakmamış' der, kenara çekilebiliriz ama bir padişah ardına dönüp gidemez asla!

Hispaniola'da 1492'de 250 bin olan yerli nüfusu 1508'de 60 bine düşer. 1560'da ise 500 tane bile kalmaz. Ki onları da hizmetçi olarak kullanırlar.

Aslında ne doğum günü ne de ölüm yıl dönümü... Ama bu hafta sıkça hatırladık onu... Hani karlar yağınca, yollar donunca...

Sırtında duvar, burnunda demir kapı. Başında 4 iri ampul, kollar askıda... Saçlar tutuştu tutuşacak. Şakaklarına şiş sokmaktadırlar âdeta.

Afganistan'a çağdaşlık getireceğini vadeden komünistler kanlı işlere imza atar. Davut Han'ı ihtilalciler öldürür. Yerine Taraki geçer. Taraki'yi Hafızullah Amin öldürür. Amin'i Ruslar öldürür, Babrak Karmal'ı Moskova'ya götürür kliniğe kapatırlar, yerine Dr. Necibullah geçer. Necib'i ise eski yoldaşları sallandırırlar.