“Arap rejimleri tarihinde kara bir gün…”

A -
A +
Başlıktaki ifade, Filistin Kurtuluş Teşkilatı Yürütme Kurulu üyesi Vasıl Ebu Yusuf’a ait. Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn’in İsrail ile yaptığı sözde normalleşme anlaşmasını hedef alıyor. Heyhat, Filistin Davası!..    
ABD Başkanı Donald Trump’ın seçim öncesi atraksiyonları tam gaz devam ediyor… Bundan önceki kampanya döneminde, “Amerika’yı tekrar büyük yapmak” diye bir slogan tutturmuştu. Bunu tersinden okursanız, Amerika’nın artık büyük olmadığı yani küçüldüğü anlamı çıkmaz mı? Elhak doğrudur! Amerika eski hegemonik gücünü önemli ölçüde kaybetti. Tekrar o gücünü kazanması da artık mümkün değil. Hâlihazırda yapılanlar, küçülmeyi durdurmak veya en azından yavaşlatmaya matuf. Lakin taşlar yerinden oynadı bir kere… Evet, küçülmeye rağmen ABD hâlen dünyada birinci büyük güç. Bu gücü hoyratça kullanarak küçük ve orta boy bazı ülkelere karşı, kol bükme yöntemiyle belli alanlarda sonuç almaya gidiyor. Bunu yaparken de, tam ifadesiyle züccaciye dükkânına giren fil gibi, her tarafı kırıp döküyor. Ki, bu kırıp döktükleri de yarınlar için yeni problemler ve yeni krizlerin tohumları… Ama ABD’nin ve ikinci defa seçilme derdindeki Trump’ın umurunda değil. “America first-Önce Amerika” diyor ya Trump, gerisi hiç önemli değil. Uysa da olur, uymasa da…
Mesela Sırbistan ile Kosova’nın arasını bulmak için, her iki ülkenin İsrail’le ilişkileri geliştirmesi ve Kudüs’ü de başkenti olarak kabul etmesi vs. şart koşulur. Ve bu hususta kendileriyle müzakereye dahi ihtiyaç duyulmaz. Bu kadar tek taraflı, vahşi ve her türlü etik değerden yoksun!.. Ama kol bükme yöntemi sonuç veriyor. Aynı yöntemle Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn de, kuzu kuzu masaya oturup İsrail ile normalleşme anlaşmasına imzayı atıyor. Trump’ın söylediklerine bakılırsa başkaları da sıradaymış… Daha önce, “Bizim korumamız olmadan tahtında oturamazsın…” diye tehdit ettiği Kral Selman’ın Suudi Arabistan’ı da, “uygun bir zamanda” bu kervana katılacakmış. Körfez'in zengin bedevileri bu şekilde servet ve saltanatlarını garanti altına aldığını düşünüyor. Oysa bundan kırk bir sene evvel, 1979’da; Mısır İsrail’i tanıyıp diplomatik ilişki kurduğunda, S. Arabistan’ın başını çektiği Arap Birliği Teşkilatı, bu ülkeyi üyelikten çıkarmıştı. Nereden nereye… 1994’te Ürdün çaresiz bırakılıp aynı masaya oturtuldu. Ve şimdi nüfusunun sadece yüzde on beşi kendi vatandaşı olan BAE ile nüfusunun yüzde 71’i Şii olan, amma yönetimi sözde Sünni olan ve bundan dolayı içeride güvenlik ve istikrarı sağlamakta zorluk çeken, rejiminin diken üstünde olduğu Bahreyn, çareyi ABD ve İsrail gölgesine sığınmakta buluyor!..
Rejimler… Ah o rejimler! Hiçbir zaman Arap halklarıyla aynı istikamette yürümeyen rejimler… Bundan ötürü daima küresel güçlerin himayesine muhtaç olan ve her türlü zilleti kabul etmek mecburiyetinde kalan rejimler. İşte, Filistin Kurtuluş Teşkilatı Yürütme Kurulu Üyesi; Vasıl Ebu Yusuf, “Bugün Arap rejimleri tarihinde kara bir gün” derken, Filistin davası için de üzücü bir gün olduğunu haykırıyor. Washington’da Trump ve Netanyahu omuz omuza “Büyük İsrail” projesini ilerletirken, Gazze’ye her zamanki gibi bomba yağdı. Fanatik Yahudiler de zor kullanarak Mescid-i Aksa’nın avlusuna girdi… Lakin bunların hiçbiri, servet ve saltanattan başka düşüncesi olmayan mahut rejimlerin bekçilerini asla ilgilendirmiyor. Onlar bu ahmak tutum ve davranışlarda bulundukça, ABD ve İsrail’in işi fazlasıyla kolaylaşır. Ve tek tek her birini kıskaca alıp istedikleri tavizi böylece koparırlar. Merak etmeyin, Mısır’ın Yunanistan’la imzaladığı deniz yetki alanlarını sınırlandırma anlaşmasının temelinde de Washington’un kol bükmesi var…
Arap rejimleri ile Washington ve Tel Aviv’in kısa gün kârına bakacak olursanız, şimdilik işleri tıkırında… Herkes istediğini almış görünüyor. Zaten BAE’nin uluslararası ilişkiler üslubu belli. Güçlü devletlerden bol miktarda silah satın almak. Onların istediği örgütlere para yağdırmak… ABD’li sivil ve askerî bürokratların en büyük hayali, emekli olduklarında BAE’de danışmanlık yapmak veya BAE ile ticaret yapan ABD firmalarında çalışmak!.. Evet, evet doğru anladınız. Her türlü kirli tezgâhın içindeki muhteris veliaht prenslerin melanetlerini, cinayetlerini örtbas etmek için dağıtılan rüşvetler, onların koruyucusu durumundaki başkentlerde malum kişilere servet-u saman oluyor! Filistin halkı bir ekmeğe muhtaçmış, kimin umurunda… Özetlersek, anlaşmalar sadece bir aldatmaca. Normalleşme ise hayal. Fakat Trump’ın seçim yatırımı için bu gerekliydi!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.