Filistin bizi beklerken...

A -
A +
İsrail’in hunharca sürdürdüğü 12 günlük katliamdan sonra, nihayet ateşkesin sağlanması, Filistin halkına bir nebze nefes aldırdı. Ama ateşkes asla yetmez… Filistin meselesine muhakkak kalıcı çözüm!     Yetmiş üç yıldır Filistin halkına dayatılan zulmün son halkasında, en az 219 insan hayatını kaybetti. Bunların 63'ü çocuk. Ve en küçüğü bir yaşındaki bebek… Hep tekrarlıyoruz, ama başka da bunu anlatmanın yolu yok ne yazık ki. Vicdanlar körelmiş, zalimler azdıkça azıyor. Terör devleti İsrail bu ortamı sonuna kadar kullanıyor. Üstelik İsrail zulmüne karşı sesini yükseltmek isteyenlerin hemen üzerine çullanıveriyorlar!.. Baksanıza kendisi de Yahudi olan, AP Ajansı Muhabiri Emily Wilder, sosyal medyada İsrail’i eleştiren mesajlar paylaştı diye işinden kovulmuş. Bu ilk örnek değil elbet. Emily Wilder, öteden beri İsrail terör devletinin Filistinlilere yaptığı zulme karşı, yapılan sivil eylemlere destek veriyor… Alman Uluslararası Yayın Kuruluşu Deutsche Welle (DW, onlarca dilde yayın yapıyor) de, personeline bilgi notu göndererek, İsrail aleyhtarı haberler yapılmasını yasakladı. Bunu Almanya’nın İsrail’e karşı olan özel sorumluluğundan dolayı (Bu şekilde Hitler dönemindeki soykırımın diyetini ödüyorlar herhâlde…) yaptıklarını belirtme ihtiyacı duymuş DW yöneticileri. Eh, Şansölye Merkel de, Netanyahu kasabına, Almanya’nın kararlı desteğinin İsrail arkasında olduğunu söyleyerek bütün bunları tescil ediyor. Hâl böyle olunca da, İsrail’in yaptığı bunca katliam, etnik temizlik ve soykırım, anlayacağınız tümüyle insanlık suçları, dünyaya gerektiği gibi duyurulamıyor. Hoş, duyurulsa da netice değişmiyor ya… Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyini, 1948’den beri Amerika kilitlemiş vaziyette! İsrail aleyhine olan bütün kararları veto ediyor. Bir önceki yazıda da dile getirdik. Bugüne kadar, İsrail’i korumak için, yüz küsur defa veto hakkını kullandı. Bunun başka bir örneği yok. Son 12 günlük İsrail saldırısı sırasında da, ABD; BMGK’yı bloke ederek, bir kınama kararı çıkmasına dahi müsaade etmedi. Benzer bir rezalet Avrupa Birliği cenahında yaşandı. Orada da Macaristan sistemi kilitleyerek, AB’nin bir bildiri yayınlamasına engel oldu. Velhasıl kepazeliğin ve acizliğin bini bir para. Yahudi Lobisi ABD yönetimini o denli esir almış ki, son hadisede Temsilciler Meclisindeki bazı Demokrat vekiller bile, bu duruma isyan etmek zorunda kaldı. Kendisini “Siyonist” ilan eden Joe Biden, insan kasabı Netanyahu karşısında çaresiz!.. En gelişmiş füzeleri vererek, bunlarla Gazze’de yıkım yapmasını temin ediyor. Bakınız, son on iki gündeki vahşi bombardıman sebebiyle, en az 75 bin Filistinli yerinden yurdundan oldu. Gazze’de yıkım korkunç. Öylesine korkunç ki, Google Earth haritaları flulaştırılarak dehşet verici görüntüler perdelenmeye çalışılıyor. Bombardımanda kırktan fazla okul binası yıkıldı. Zaten her biri kıt imkânlarla hizmet vermeye çalışan altı hastane çok ciddi hasar gördü… Evleri yıkılan Gazzeliler çaresiz okullara sığınıyor. Ancak İsrail okulları da vahşice bombalıyor. Filistin’de şartlar böylesine korkunç. Velakin dünyadan beklenen tepki bir türlü gelmiyor. Filistin halkının yaralarını saracak yardımlar deseniz, onu da İsrail terör devleti sonuna kadar engelliyor… Cumhurbaşkanı Erdoğan dün Kuzey Marmara Otoyolunun açılış töreninde şöyle seslendi: “Filistin bizi bekliyor… İsrail’in ne olduğunu tüm dünyaya anlatacağız. Bu terör devleti İsrail’in ne olduğunu tüm dünyanın bilmesi lazım. Tüm dünya mazlumları, güçlü bir Türkiye’nin ayağa kalktığı, kalkacağı günü bekliyor…” Evet, zalimlerin korkunç yüzünü bütün dünya görmedikçe, gerçeklerin tam anlaşılması mümkün olmaz. Soykırım ve diğer insanlık suçlarını gözler önüne serecek güçlü mekanizmaya şiddetle ihtiyaç var. Mazlumların sesini duyurma ve onlara yardım elini uzatmak için, Türkiye bütün imkânlarını seferber ediyor. Ancak bu alanda daha çok siyasi ve ekonomik güce sahip olmalı… Bu şekilde dünya sistemlerini daha etkili biçimde harekete geçirebilir. Bileşmiş Milletler zemininde, İsrail terör devletinin savaş suçu işlediğinin seslendirilmesi yetmez. Bunun müeyyidelerinin gelmesi lazım. Gazze’de ateşkesin şimdilik sağlanmış olması da yetmez. Filistin meselesi kalıcı biçimde çözülmeden barış asla gelmez. Bunun için de, Filistin Devleti'nin kendi sınırları içinde kurulması olmazsa olmaz. Zira her ateşkesten bir müddet sonra, İsrail yeni ve daha korkunç boyutta saldırılarla, yüzlerce, binlerce Filistinlinin hayatını karartıyor. Yani İsrail düpedüz etnik temizlik ve soykırım yapıyor. Bunun mutlaka durdurulması lazım...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.