Ukrayna meselesi ve Türkiye’nin ara buluculuğu

A -
A +

Ukrayna konusunda, ABD-Rusya arasında devam eden diyalog, an itibarıyla yapıcı bir mahiyet sunmuyor… Taraflar âdeta birbirlerini dinlemeden tezlerini tekrarlayıp duruyorlar. Bunun çözüme faydası yok!

Cumhurbaşkanı Erdoğan son günlerde Türkiye’nin Ukrayna meselesinde daha aktif bir rol üstlenmek istediğini, daha net ifadesiyle ara buluculuk yapmak istediğini çeşitli vesilelerle ifade ediyor…

Hem Rusya hem de Ukrayna ile olumlu ilişkiler içinde olan Türkiye’nin bu konumu, iki taraf arasında devam eden gerilimin düşürülmesi ve problemin çözümü için diplomatik yollardan mesafe katedilebilmesi bakımından, elverişli bir fırsat olabilir.

Olabilir diyoruz, zira hâlihazırda ABD ile Rusya arasında devam eden ve zaman zaman NATO’nun da katıldığı, farklı format ve kademelerdeki  müzakereler süreci, tabir yerinde ise bir nevi sağırlar diyaloğunu andırıyor!..

Çünkü her iki cenah salt kendi tezlerini duyurmak istiyor, dolayısıyla karşı tarafın dedikleri geri planda kalıyor. Hâl böyle olunca da, müzakerelerin tekrarından bir sonuç çıkmıyor. Öyle ki, ABD ve Rus dışişleri bakanları, dünkü görüşme öncesinde, tuhaf bir şekilde bu müzakerelerden sonuç beklemediklerini bizzat dünya kamuoyuna duyurdular…

Blinken ve Lavrov’un yüz ifadeleri, karşılıklı tavırları, jest ve mimikleri; doğrudan ve çok net biçimde, anlaşmaya niyetli olmadıklarını anlatıyordu. Öyle ise bu atmosferde yürütülecek müzakerelerden sonuç beklemek abes olur…

Ukrayna meselesinde bir çözüm fırsatı yakalayabilmek için, öncelikle samimiyet gerekiyor. Batı’nın Ukrayna’ya yaptığı telkinler, acaba tam olarak bu ülkenin de ileriye dönük hesaplarıyla örtüşüyor mu? Yoksa havuç-sopa politikasıyla tek taraflı bir yönlendirme mi söz konusu? İki arada bir derde kalan Ukrayna, hangi seçimi yapsa kendi menfaatlerini güvence altına almış olabilir? Burada, geçmişte yaşanan olayları da mercek altına alarak, bir değerlendirme yapmak icap eder. Hâlihazırda Ukrayna fena hâlde sıkışmışlığın etkisiyle bu değerlendirmeyi ne derece yapabilir? Açıkçası bu noktada, Ukrayna’ya samimi tavsiye ve destek lazım. Kritik bir vaziyette bulunan Ukrayna üzerinden başka hesapların görülmek istenmesi, yakın geçmişte olduğu gibi telafisi çok zor, hatta imkânsız yeni kayıplar getirebilir! Rusya’nın şimdiye kadar verdiği tepkiler yeteri kadar uyarıcı değil mi? Fakat Batı buna rağmen, Rusya’yı geri adım atmaya zorluyor. Rusya ise el yükseltiyor!.. Burada bir tuhaflık yok mu? Rusya alenen şunu dillendiriyor; NATO 1997 sınırlarının gerisine çekilsin…

O tarihte NATO üyesi olmayan Bulgaristan ve Romanya’daki birlikler tahliye edilsin…

Ukrayna derken, mesele nerelere tırmanıyor!.. ABD-NATO ve Rusya arasındaki problemlerin bugünden yarına çözüme kavuşmasını kimse beklemiyor. Önemli olan dünya barışına büyük zarar verecek yol kazalarının yaşanmaması.

Bu noktada ilk önce üzerinde çalışılması gereken husus, Rusya ile Ukrayna arasındaki mevcut gerilimin biraz olsun düşürülmesi… Batı’nın mevcut politikaları ve Rusya’nın mukabil tutumuyla bunun sağlanması çok zor. İşte bu yüzden Türkiye gibi, her iki tarafla ilişkileri iyi olan bir ülkenin ara bulucu konumunda olması, daha kolaylaştırıcı bir etki doğurabilir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan önümüzdeki günlerde Ukrayna’ya gideceğini açıkladı. Akabinde Rusya’ya da gidebileceğini ifade etti… 

Şu ana kadar, Türkiye’nin muhtemel bir ara buluculuk rolü konusunda, hem Moskova hem de Kiev’den olumlu açıklamalar geldi. Daha önce de bu köşede yazdık. Rusya, Batı’nın uyguladığı ekonomik ambargolar yüzünden zor durumda. Bunun çok daha zorlaşmasını istemez elbet…

Aynı şekilde Kırım’ın işgal ve ilhakından sonra, Ukrayna, başka toprak parçalarının da benzer akıbete uğramasını hiç istemez. İşte bu noktada, Batı ile Rusya arasındaki güç rekabeti ve nüfuz mücadelesinin konuyu daha fazla çıkmaza sokmasının önüne geçilmelidir. Burada Türkiye’nin gerçekten tarafsız ve iyi niyetli ara buluculuğu, belli ölçüde olumlu sonuç verecektir. Böyle bir mekanizmanın devreye girmesinden hem Rusya hem de Ukrayna memnun kalacaktır. Her iki ülkeden yapılan açıklamalar bunu destekliyor.

Amerika hemen her gün Rusya’nın Ukrayna’yı işgal edeceğini duyuruyor! Hatta bunun takvimini bile açıkladı. 15 Ocak ile 15 Şubat aralığında işgalin gerçekleşmesini beklediğini resmen ifade etti. Buna karşılık Rusya işgal niyetinde olmadığını söylüyor, ama Batı’nın kendi sınırlarını kuşatma yönündeki hareketlerine kayıtsız kalmayacağını ve her türlü karşılığı vereceğini de belirtiyor. Siz söyleyin, bu didişmeden barışçı bir sonuç çıkabilir mi?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.