Pençe-Kilit Operasyonu…

A -
A +

Bölücü terör örgütü PKK’ya karşı yürütülen operasyonun epey farklı yönü var. Bölgede genel siyasi ve askerî atmosfer, büyüyen enerji krizi, küresel güçlerin örtülü faaliyetleri ve diğer gelişmelerle birlikte okunmalı…

 

1980’li yıllardan bugüne kadar, bölücü terör örgütü PKK’ya karşı sayısız sınır ötesi operasyon yapıldı. Kimi zaman yalnızca hava harekâtıyla, kimi zaman da hem hava hem karadan gerçekleştirilen operasyonlarla terör yuvaları her seferinde hainlerin başına yıkıldı. Birinci Körfez Savaşına kadarki sınır ötesi harekâtların bir kısmında, askerlerimiz Kuzey Irak’ta uzun zaman kalarak, teröristleri etkisiz hâle getirmeye devam etti. O vakit işbaşında olan Saddam Hüseyin Yönetimi ile bu konularda anlayış birliği sağlamak mümkün oluyordu. Daha sonra şartlar çok değişti…

BMGK kararı ile uygulamaya konulan uçuş yasağı ve bu yasağı denetlemek üzere getirilen “Çekiç Güç” mekanizması, o coğrafyada büyük bir boşluk ve belirsizlik meydana getirdi. Daha açık şekilde ifade etmek gerekirse, BM adına, sözde bölgede Saddam Rejimine karşı, denetim ve güvenliği temin etmek maksadıyla görevlendirilen Çekiç Güç, bilfiil PKK örgütünün hamiliği fonksiyonunu ifa etti!..

İsmi bile “Poised Hammer-Kalkık Horoz” yanlış şekilde Türkçeye çevrilen Çekiç Güç’ün oradaki örtülü faaliyetleri ve Türkiye’nin bundan duyduğu rahatsızlık ile bir türlü netice alamadığı şikâyetleri konusunda, malumat edinmek isteyen, Google sayfalarından faydalanabilir! Özetle belirtirsek, 1991-1996 yılları arasında, güya Kuzey Irak’ta “Huzuru Temin Harekâtı” (Operation Provide Comfort) misyonunu yüklenmiş olan Çekiç Güç, tam aksine bölücü terör örgütünü fena hâlde koruyup kollayarak, onun hesabına fazlasıyla konfor ortamı sağladı. Terör örgütünün palazlanmasında Çekiç Güç’ün çok özel bir yeri vardır.

Hep yazılıp çizildiği üzere, bölücü terör örgütünün bugüne kadar ayakta kalabilmesinin temel sebebi, bölgesel ve küresel güçlerden aldığı büyük destektir. Şayet o mahut destek olmasaydı, şimdiye kadar PKK çoktan yok olmuştu…

Her şeye rağmen, Türkiye bölücü örgütü şimdilerde tam manasıyla bir kıskacın içine almış durumda. Eskiden teröristler, sınır ötesinden; Irak ve Suriye topraklarından ülkemize sızarak kanlı eylemler yapıyordu. Özellikle sınır karakollarının o zamanki zayıf ve korunaksız yapısı sebebiyle maalesef büyük zayiat verdik. Ama şimdi terör örgütü yurt içinde eylem yapamaz duruma geldi. Sınır ötesinden de eskisi gibi ülkemize sızamıyor. Türk Silahlı Kuvvetleri, en çetin coğrafyada ve en elverişsiz hava şartlarında, teröristlere karşı amansız mücadelesini sürdürerek, terör örgütünün belini kırdı.

Her sene son baharda kışın barınmaya çalıştığı mağaraları, sığınakları başlarına geçirdi. Baharda da eyleme geçmesine fırsat vermeden, terör yuvalarından çıkamadan imha etti, ediyor. Önceki gece yarısı başlayan harekât hem bu şekilde bir imha harekâtı hem de bundan sonra yapılacak daha kapsamlı ve stratejik operasyonlar için bir zemin hazırlama mahiyetinde. Terör örgütünün devamlı şekilde kullanmaya çalıştığı geçiş bölgelerinde artık kalıcı kontrol sağlanarak, sınır ötesinde daha derinlerde barınma imkânı da ortadan kaldırılıyor. Operasyonlar bu şekilde derinleştikçe bölücü örgütün bırakın eylem yapmayı, barınma imkânı dahi ortadan kalkıyor.

Türk Silahlı Kuvvetleri, kırk yıllık zaman zarfında terörle mücadelede, belki de dünya üzerindeki en etkili ve tecrübeli ordu konumuna yükseldi. Bu alanda gösterdiği müthiş başarı, diğer ülkeler tarafından takdirle ve gıpta ile izleniyor…

Kuzey Irak’ta Metina, Zap, Avaşin, Basyan gibi, daha önce de pek çok defa operasyon icra edilen bölgeler, teröristlerin rahatça kullanabileceği alan olmaktan çıkacak. Bunun devamında bölücü örgütün, hem Kuzey Irak’ın diğer bölgelerinde hem de Suriye topraklarında yerleştiği terör yuvalarından bir bir sökülüp atılması kaçınılmazdır. ABD ve Rusya’ya rağmen, Suriye topraklarında Türkiye terör örgütüne karşı çok etkili harekâtlar gerçekleştirdi. Bugünkü siyasi atmosfer ve gelişen yeni dünya dengeleri karşısında, hem Amerika hem de Rusya, PKK/PYD ve diğer türevleri konusunda ciddi bir yol ayırımına geldiğini kabul edecektir…

Türkiye’nin kararlılığı ve bu konudaki uygulamaları ortadadır. Önümüzdeki dönemlerde çok dramatik tavır değişikliklerine şahit olabiliriz. Türkiye’nin yükselen gücü karşısında sadece ABD ve Rusya değil, terör örgütüyle iş tutan diğer irili ufaklı devletler de politikalarını gözden geçirme ihtiyacı duyacaktır şüphesiz.

Özellikle enerji alanında baş gösteren yeni dengeler, Türkiye’nin konumunu ve etkisini çok önemli bir noktaya taşımış bulunmaktadır. Bunun yansımaları kaçınılmazdır… Harekâta bir de bu açıdan bakılmalı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.