Keşke her maç böyle oynansa

A -
A +

Ben bu maçın bu kadar yüksek tempoyla hem de bütün oyun boyunca müthiş fiziksel mücadele savaşı şeklinde geçeceğini açıkça hiç tahmin edememiştim. Beşiktaş yeni hocasıyla son zamanlarda hiç oynamadığı üçlü savunmayla dizilecek, hâl böyle olunca oda kısa süreçte planlanan bu oyun düzeni ciddi açıklar verebilecekti. Ama gerçekten de hiç vermedi desek yeridir. Buna karşılık ev sahibi rolündeki Trabzonspor, hemen ifade etmeye çalışayım, bu maçı Cornelius girene kadar sıfır forvetle ve yarım yamalak bir orta sahayla oynadı dersek yanılmayız açıkçası.

Kayıp adamlar

Nedir o Visca’nın hali? Djaniny aynen öyle... Nwakaeme sıfırın da altında! Abdülkadir’e de Beşiktaş’ın yeni hocası orta alanda her türlü pozisyonda ikili sıkıştırma talimatı vermiş ve bu da aynen uygulanmıştı. Trabzonspor’da oyuncu değişiklikleri çok geç olduğu için bu forvetsiz oyuna bir türlü çare üretilemedi. Beşiktaş’ta ise Teixeira bu hocanın gözüne nereden girdi bilemem ama oyundan çıkmayı da hak ediverdi.

Kalecilerin yedikleri

Tabii bu maçın en çarpıcı oluşumlarından biri de millî takımlarımızın iki kalecisinin yedikleri gollerde hatalı oluşları idi. Ersin bir savunma oyuncusu henüz hamle zaafına uğramamış, rakip de topa hâkim olamamış ve de kademeye ikinci bir oyuncunun daha koştuğu görülmüş olmasına rağmen kalesinden çıkarak Cornelius’un ustaca vuruşunu seyretti. Uğurcan da ki, yediği gole kadar ayakta duran isimlerden biriydi ama Rosier’in içeriye kadar gelişinde birinci direği neredeyse bir metre dışarı çıkarak terk etti ve usta sağ bek, güzel bir plaseyle tabelanın eşitlenmesinde rol oynadı. Böylesine önemli bir maçın hakemi de bence soyadı Küçük ama maçı büyük idare etti diyebilirim...

MAÇIN ADAMI: Rosier

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.