Ne şiş yandı ne kebap!

Yazıma önemli bir vurguyla başlamak istiyorum; her iki takım da 10’ar kişiyle oynadılar! Sakın ola ki oyundan atılan oldu sanmayın. Beşiktaş 62 dakika Batshuayi yüzünden, Fenerbahçe de Rossi yüzünden birer kişi eksik oynadılar.
Beşiktaş’ın üçlü savunması çok fazla gedik vermedi desek yeridir. Rıdvan ve Emirhan’ın ve tabii ki de Josef’in katkılarıyla… Fenerbahçe bu oyun düzenini bozabilecek herhangi bir plan sergileyemedi. Beşiktaş’ın bu kurgusunda orta sahasının da savunma katkıları ötesinde öne doğru zaman zaman Ghezzal ile rakibin yerleşik düzenini bozar gibi oldu. Benim bu maçta dikkatimi çeken bir başka nokta da, düne kadar hiçbir varlık gösterememiş Kenan’ın derbide özellikle ilk yarıdaki etkili futboluydu.

Serdar’ın egoizmi

Fenerbahçe’de Serdar Dursun, egoizmi yüzünden belki de oyunun gidişatını değiştirecek bir tehlikeyi resmen yedi, İrfan Can’a pas vermek yerine şutu deneyerek. Fenerbahçe’nin savunmasında çok ciddi yerleşim hatalarına şahit olduk. Gerçi sakatlar ve cezalılar sebebiyle bu birbirlerine alışmamış oyunculardan kurulu bir savunma idi ama sadece Ferdi her zamanki gibi takımın en iyisi oldu. Orta alanda Gustavo, Zajc ile birlikte önleyici rolünü iyi oynadılar ama öne katkıda çok etkisiz kaldılar. Ne zamandır o bölgede oynamamış Novak iki penaltı birden yapıyorsa demek ki yukarıda değindiğim gibi savunmanın yeniliği buna başlıca sebeplerden biriydi. Kaleciler zaten bizim ligin en iyi yerlilerinden olarak bir kere daha ortaya çıktılar.

İsmailler vasattı

Şimdi mini bir paragraf da hocalara ayırayım diyorum. Beşiktaş’ın İsmael’i bu maçtaki oyun planı ve de yaptığı değişikliklerle vasata erişemeyecek bir not aldı. Yerli İsmail ise yani Fenerbahçe’nin hocası, biri son saniyelerde olmak üzere üç değişiklikle yetindi. Ama Rossi’ye maç bitene kadar tahammülüne akıl erdiremedim.

MAÇIN ADAMI: Ferdi Kadıoğlu