Eviniz başınıza yıkılacak!

A -
A +

Ahlak gitti mi her şey gider.

Toplum olarak çok ciddi bir ahlaki erozyon yaşıyoruz. Merhum Oktay Akbal’ın çok sevdiğim bir kitabının adıydı: “Önce Ekmekler Bozuldu/Sonra Her Şey!” Ne zaman kötülükler görsem aklıma gelir. Vicdan, ahlak, insaf ve merhamet duygularımız bir depremle yer ile yeksan olmuş âdeta...

Önceki gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ilk defa ev alacaklara yönelik kredilerle ilgili açıklamalar yaptı. Bizler "Allah razı olsun, şimdi fakir fukara, yeni evliler, evsizler, kiracılar ev sahibi olacaklar" diye tam seviniyorduk ki o da ne?!.

Anında emlakçılar, ev sahipleri, müteahhitler, evlerinin üzerine bilmem kaç katı fiyat bindirmişler bile! Bildiğiniz kısır döngü… Ülkede ev almak orta hâlli ve yoksul kesim için hayal oldu. Bildiğiniz üç dört duvar için insanlar bir ömür veriyor! Yazık bu insanlara.

Devlet acilen konut meselesine el atmalı. Belki de belediyeler bu işi yapmalı ve devletin verdiği kredi direkt belediyelere aktarılarak “Kent Konut” hızla ihtiyaç sahiplerinin konut ihtiyacını gidermenin yolunu bulmalıdır. Veya tıpkı Kanada’nın yaptığı gibi yabancılara konut satışı durdurulmalıdır. Antidemokratik bulanlar olabilir ancak konut fiyatlarını şişirenlere karşı devlet birtakım tedbirler almak zorundadır.

Hükûmet, memur ve işçi maaşlarına biraz zam yapar, anında bildiğimiz esnaf numarasını çeker her şeye zam bindirir, o güne kadar kurtaranlar o zamla birden kurtarmaz olur! Yerden biten ot bile nasibini alır bu zamlardan, dağlardan fışkıran sular, ormandaki yemişler ve hatta sele kapılan kum ve taş bile…

Memur, işçi, asgari ücretli aldığı zammın hayrını görmeden, bir nefes almadan, para cüzdana girmeden, bir iki saniye gülümsemeden o zam elinden uçar gider! Şaka gibi diyeceğim ama bu para-pul işlerinin şakası makası da kalmadı gayrı…

Rahmetli büyükannem “çaput” derdi. Pılı pırtı derdi elbiseye, kılık kıyafete. Şimdi bu “çaput” denilen nesnelere gelen zamları söylemeye dilim bile varmıyor. Bir blüz, hani şu annelerimizin, kadınlarımızın, kızlarımızın giydiği bildiğiniz gömleksi giysi. Şöyle pamuklu, dokumadan bir bluz bin liradan başlıyor desem! Sabah akşam kadına şiddetten dem vuranlar, bundan âlâ şiddet mi olur?

Makul fiyatlı kadın giysilerinin ekserisinin naylon denilen polyester kumaşlardan yapılan giysiler olduğunu söyleyebilirim. Gerçekten çok yazık! Yazık zira uzmanlar kadınlarımızın sağlığını çok ciddi tehdit eden bu kumaşların kanser başta olmak üzere pek çok cilt problemlerine sebep olduğunu söylüyor. Tekstil sektörü öyle zannediyorum ki naylon kumaşlardan ürettiklerini iç piyasaya sunuyor!

Meyvenin sebzenin en iyisi, kumaşın keten ve pamuklu olanı, evin güzeli hep elin adamına! Biz mi? Biz bize bunları yapıyoruz! Elin adımının günahı ne? Bu ahlaki yozlaşma, bu vicdansızlık, bizim birbirimize hediyemiz, bizim bize garazımız!

Her şey köydeki, kasabadaki evlerimizi bırakıp büyük şehirlere geldikten sonra oldu. O evler ki kimi bahçeli, kimi iki katlı ve avlulu, kimi tek katlı düzayak ve kimi yeşilden bir zümrütün içindeki köşklerdi!

Şimdi bırakınız o evleri satın almayı zira hayal oldu.  Elli katlı, pencereden aşağılara bakmaya korktuğumuz basık tavanlı dört duvar arasına ev diyebilmek için, o havada asılı kalan dört duvarı satın alabilmek için bir ömür veren insanlar var!

Hasılı ey müteahhitler, ey ev sahipleri, bir ev hayalini insanlara çok görmeyin. Para hırsıyla dört duvardan oluşan sözde askılık evlerinizin fiyatlarını haksızca ve ahlaksızca yükselttiniz yine!..

Emin olunuz ki bugün sizin sandığınız o duvarlar bir gün gelir başınıza yıkılıverir!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.