Ayıplı Türkiye olmasın!

A -
A +
Türk siyaseti "başbakanını astı", "Başbakanına hırsız, yolsuz" yaftası yapıştırdı. Hukuk olsaydı bu ayıplar yaşanmazdı!

Türk siyaseti tescilli; "Başbakanını idam etme" suçundan tescilli hem de. Rahmetli Adnan Menderes "Ben odunu aday göstersem milletvekili seçtiririm" demedi mi? Dedi. "Ben bu orduyu yedek subaylarla da idare ederim" demedi mi? Dedi. Evet, tepki toplayan böyle söz ve davranışları oldu. Fakat bunların hiçbirisi onu darağacına gönderecek kusurlar değildi ama bahanesi oldu.
Rahmetli Turgut Özal ve Süleyman Demirel ne çirkin yaftalara muhatap oldu! Ne çamurlar atıldı! O günkü iftiralara bakan onların Karun kadar zengin olduğunu sanırdı. Özal'ın vefatından sonra görüldü ki, eşi Semra Özal, oğlu Ahmet ve Efe, kızı Zeynep parasızdı. Süleyman Demirel de geriye dişe dokunur bir şey bırakmadı! Malı götürmüşlerdi hani?!
Hakeza Turgut Özal... "Benim memurum işini bilir" demedi mi? Dedi.  "Anayasa'yı bir kere çiğnemekle bir şey olmaz" demedi mi? Dedi.
Süleyman Demirel "Verdiysem, ben verdim" demedi mi? Dedi. Rakiplerinin "Bunlarla iş birliği yapıp devleti soydu" dediği kişilerle aile fotoğrafı çektirmedi mi? Çektirdi.
Bu söylenen sözler ve gerçekleştirilen fiiller o başbakanların yetki sınırlarını aştıklarını gösteriyordu ama kimse hukuk yanıyla ilgilenmedi. Onların derdi başbakanı koltuğundan etmekti, ekseriyetle de başarılı oldu bu iftiraları atanlar.
Bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan var gündemde. "Milyar dolarları götürdü" deniyor! 3-5, bilmedin 10 sene sonra bunların çoğunun iftira olduğu gün yüzüne çıkacak tabii. De... O vakte kadar atı alan Üsküdar'ı geçmiş olacak!
Fakat siyasetin bir başka gerçeği daha var; onu da göz ardı etmemek lazım. Türkiye'de iktidarlar daima kendi elit tabakalarını oluşturdu ve onlarla "ahbap-çavuş" ilişkisine girdi. İktidarlar, elitlerine devletten nema aktardı, elitler de iktidarlara destek verdi. Afiş astı, billboardlara reklam verdi, araç konvoyları oluşturdu, seçmeni yemledi. Bunu önlemenin yolu onları ipe götürmek ya da altlarındaki koltuğu çekmek değildi; asla değildi, kat'a değildi. Onları sorumlu tutacak hukuk sistemini kurmaktı ama kimsenin işine gelmedi bu.


Batıya düşman lazım

Batı, komünizm tehdidine karşı kendini korumak ve vatandaşlarını kontrol altında bulundurmak maksadıyla BM (24 Ekim 1945), NATO (4 Nisan 1949), NATO'nun devamı olan CENTO (24 Şubat 1955) gibi birçok örgüt kurdu. Sistem "Komünizm kötü, BM, NATO, CENTO iyi" şeklinde işledi.  
Ne zaman ki Demir Perde Ülkeleri yıkıldı, BM, NATO eski havasını kaybetti. Etkisizleşti. CENTO zaten etkisizdi. Batı'ya şimdi yeni düşman lazım! Orta Doğu'dan iyi (!) düşman mı olur? Bir kere dinler ayrı. Kültür farkı var. Keza terör. Orta Doğu zaten terör bölgesiydi; IŞİD bu görüntüye tüy dikti!
Batı birlik ve beraberliğini "Terör" tehdidiyle sağlamaya çalışıyor. Güç oluşturuyor. BM ve NATO'yu tekrar etkili kılmaya çalışıyor. Bölgedeki bölünmüşlük, onların ekmeğine yağ sürüyor! IŞİD, El Kaide ve Boko Haram gibi terör örgütleri (DAEŞ), Batı'nın bölgenin başına doladığı bir bela ve yakadan düşmesi, bu gidişle oldukça zor görünüyor!
Onların bu oyununu bozacak bir babayiğit çıkacak mı? Çok merak ediyorum!  


Koalisyon görüşmeleri

Koalisyon olur, olmaz o ayrı bir mesele ama dört parti de şeffaf davranıyor. Şartları müzakere ediyor, ortak aklın etrafında toplanıyorlar. AK Parti-CHP Koalisyonu Türkiye'ye çok olumlu katkı sağlayabilir. Her şeyden önce toplumun uçlardan ortaya çekilmesi sağlanır. Ki, vatandaşın buna ihtiyacı var. Farklı görüş ve düşüncedeki insanların da şartları belli bir proje etrafında çalışmasının mümkün olduğunu öğrenmemiz lazım.
Türkiye "Bizimkiler" ve "Ötekiler" ayrışmasından çok çekti ve çok şey kaybetti. Makulü yakalama zamanı.


Fındıkta sevindirici rekolte

Fındık Tanıtım Grubu bu sene fındık rekoltesinin çok iyi olduğunu açıkladı. Geçen sene 400 bin ton civarında olan fındık rekoltesinin bu sene 733 bin ton olarak gerçekleşeceği bildirildi.
Ordu 232 bin ton ile birinci. Onu sırayla Giresun 108 bin, Samsun 103 bin, Düzce 98 bin tonla izliyor.
Türkiye yetiştirdiği fındığın yüzde 90'ını ihraç ediyor ve dünya piyasasının yüzde 70'ine hitap ediyor ama nedense fiyatı belirleyemiyor!
Fındık üreticisinin yüzü rekolteyle güldüğü gibi fiyatla da güler inşallah.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.