-Özellikle fotoğraf çektirirken güzel gözüktüğünü sanıp dudaklarınızı şişirmeyin…
…
-Asla unutmayın; kaçan kovalanır… Ara sıra yakalansanız bile hep kaçın...
…
-Makyajı da, alışverişi de, kahkahayı da fazla abartmayın…
…
-Kafa ütülemeyin… Sorgu memuru gibi bık bık bık soru sormayın…
…
-Hayat arkadaşınızı bekleyin ve O’na layık olun…
…
-Senin “Aşk mevsimi” diyerek gelmesini beklediğiniz bahar aylarına, erkekler “Av mevsimi” diye bakıyor… Bilin…
...
-Ne olur; esmerseniz o saçları sarıya boyamayın… Aynı Tarık Mengüç’e benziyorsunuz...
...
-Özellikle ince dudağın varsa kırmızı ruju ne olur sürme… Dudağın patlamış gibi görünüyor…
…
-Ve en önemlisi; elinizi bırakanları, dilinizden düşürün.
Öğrendim ki;
“-Nereye varacağını bilmeyene her yol doğru gelir...”
Bizim pano
Haftanın gülüşmelere konu olan olayına Bünyamin imza attı...
Tabii olayı anlamlı kılan bir bekârlık hadisesi var...
Sevgili annesi; nerede denk gelirse gelsin, yakınlarına düşen her kıza gelinlik teklifinde bulunuyor...
Bütün bunların ışığında, hep beraber giderken çiçekçi kadın o kalabalığın içinde Bünyamin’e bir demet uzatıyor;
KADIN: Yakışıklı gül vereyim sana, 3 tanesi 6 lira...
BÜNYAMİN: Ben ne yapacağım onları, kime vereceğim?...
KADIN: A be... Onu da mı ben bulayım?...
Temel bir gün...
Temel’le Dursun uçakta gidiyormuş...
Pilot “Motor durdu, çalışmıyor” diye anons yapınca Temel, Dursun’a dönmüş,
“-Tüh, gene mi burada kaldık”...
***
Temel banka soymuş... Sonra da çuvala doldurduğu paraları kasiyere uzatmış;
“-Çabuk bunları benim hesabıma yatır”...
***
Öğretmeni Temel’e sormuş, “Oğlum sen çok mu yemin ediyorsun” diye...
“Hocam” demiş Temel;
“-Vallahi ben öyle kolay kolay yemin etmem...”
TERS AÇI
“-Vatan meselesi!..”
(...C.Oğuz Kuzu’dan)
İtirafım var
(...isim: hasan tefek ...şehir: ceyhan ...yaş: yirmi bir)
Anıl’ın 4 balığı var, çok sever balıklarını.
Bir gün odada oturuyoruz Ahmet, Anıl ve ben. Ahmet balıklara baktı ve “Bu balıklara yem vermiyor musun” diye sordu;
“-Baksana biri acıkmış, ağzı yukarda yem arıyor”...
Yem vermeye yeltenen Anıl’ın o balığın öldüğünü fark etmesinden sonraki Ahmet’e bakışları ve odada oluşan sessizlik...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)
Yıldız Abla Günlüğü
-Kalp kırıklığı bir bakıma güzel sayılır... Kırık kalp bir daha kırılamıyor...
...
-Kadınlar günüymüş... Hakaretin daniskası...
...
-Bence Survivor’dan öğrenilecek tek şey Allah’ın bize ne kadar lütuflu ve cömert oluşu... Bir yumurta için ağlıyorlar...
...
-Bir insan kendisini terk edebilir mi? Bazen oluyor işte...
...
-Nouma beni ne kadar seviyormuş... Canım ya omuzlarına dövme yaptırmış beni sağlı sollu bir sürü yıldız...
...
-Birazdan akılsız başımın ceremesini çeken zavallı ayaklarımı ovacağım. Hak ettiler...
...
-Geceler de aydınlık sayılır aslında... İçimizi karartanlar olmasa...
KRAMPON
İFTARI reklam yapmaktan çekinmeyen CHP; kurduğu iftar çadırının kurdelesini Kemal Kılıçdaroğu’na kestirdi...
...
MİLLİ Takım’ın, Nobel kazanan Aziz Sancar’a imzalı forma yollayacağı, Sancar’ın da karşılık olarak futbolculara beyin göndereceği öğrenildi.
...
GÜNÜ; UEFA ile uğraşmayarak geçiren Galatasaray’da yüzler gülüyor…
...
“AVRUPA Şampiyonası’nda üst tura çıkmak istiyorsanız, maç kazanmanız lazım” diyen Ömer Üründül’e bir ödül de TÜBİTAK’tan geldi.
...
TÜRK sporseverler; bu seferki Avrupa Şampiyonası’nda tutmaya başladıkları İzlanda’yı tanımak için arama motorlarına hücum etti.
Ana Kumanda...
(...KANALTÜRK – Müzik)
SUNUCU: Hande Yener’i nasıl buluyorsunuz?...
RAFET EL ROMAN: Eğitimi cılız ama sesi güçlü...
SUNUCU: ‘Pop müzikte devrim yaptım” diye bir açıklama yapmıştı...
RAFET EL ROMAN: Devrim işleri Hande’ye kaldıysa biz devrilmekte geç kaldık...