​PKK ve bileşenleriyle mücadele nasıl olmalı?

Polis Akademisi, Uluslararası Terörizm ve Güvenlik Merkezi (UTGAM) tarafından her yıl düzenlenen Uluslararası Güvenlik Sempozyumunun altıncısı konunun uzmanlarının katılımıyla “Uluslararası Güvenliğe Bir Tehdit Olarak PKK ve Bileşenleri” başlığıyla 10-12 Aralık tarihlerinde yapıldı.

Genelde bugüne kadar icra edilen terörle ilgili toplantılarda genellikle terörist grup ve gruplar, bunlarla mücadele yöntemleri ele alınıyordu.

Akademi tarafından yapılan son sempozyumun konusunun terör örgütünün yanında bileşenleri de kapsaması, terör ve terörizmle mücadele açısından şüphesiz faydalı sonuçlar doğuracaktır.

Yıllardır terör örgütleriyle mücadele eden Türkiye için sadece terör örgütüne odaklanıp bileşenlerini göz ardı etmek olumlu sonuç alınmasını uzatmakta ve zorlaştırmaktadır.

Bu yüzdem Polis Akademisi tarafından düzenlenen sempozyumda PKK terör örgütünün tüm yönleriyle ele alınması faydalı oldu.

Doğrudan terör örgütünün yanında bileşenlerinin kimlerden/nelerden oluştuğu, bölgesel ve küresel anlamda nasıl angajman içinde bulundukları ve bunlarla nasıl mücadele edilmesi gerektiği konusunda uzmanların ilgili kişi ve kurumlar tarafından dikkate alınması gereken konuşmaları oldu.

Öne çıkan bazı konular

Terör konusunda sonuç alınması için sadece güvenlik güçlerinin faaliyetleriyle yetinilmemesi, bunun yanında PKK’nın bileşenleriyle de eldeki yasal imkânları kullanarak mücadele edilmesinin gereği vurgulandı.

Terörle mücadelenin aynı zamanda bir siyasi iklim meselesi olduğu, terör örgütünün ve bileşenlerinin var olmalarını ve yayılmalarını sağlayacak bir iklimin olmamasının önemi vurgulandı.

Bir taraftan terör örgütüyle güvenlik güçlerinin mücadelesi sürerken diğer taraftan örgütün bileşenlerine alan açmak veya onlarla belli siyasi konularda iş birliği yapmak mücadeleyi büyük oranda sekteye uğratacaktır.

Bu yüzden, terör örgütünün ister siyasi isterse dernek ve STK görünümlü bileşenlerine alan açılmaması önem taşımaktadır.

Son on yılda neredeyse yanı başımızda doğru dürüst işleyen devlet kalmadı. Özellikle güneyimizdeki devletlerin çökmesi veya başarısız olmaları başta PKK ve bileşenleri olmak üzere terör örgütlerine rahat edecekleri bir alan oluşturdu.

Geçen bu süreçte terör örgütleri tarihte hiç olmadığı kadar bölgesel ve küresel anlamda bazı ülkelerin doğrudan ve dolayla desteğini aldılar/almaktalar.

Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; artık PKK ve bileşenleri Türkiye’nin “müttefikleri”nin de içinde olduğu bazı ülkelerin aracı hâline dönüştü. Bölgede yürütülen “Vekâlet Savaşı”nın ana aktörleri hâline geldi.

Bu yüzden terörle mücadelede hem içeride hem dışarıda kapsamlı bir mücadele yönteminin devrede olması gerekir.

İçeride güvenlik güçleri terörle mücadele ederken bileşenlerinin örgüte destek vermesinin önüne geçilecek süreç işletilmeli.

Dışarıda sınır ötesi operasyonlar yapılırken bölgesel ve küresel diplomasi yoğunlaştırılarak terör örgütü ve bileşenlerinin alanı daraltılmalıdır.

Terör örgütünü kendi çıkarlarının aracı olarak kullanan bölge ve bölge dışı güçlerle terör odaklı yoğun bir diplomasi işletilmelidir.

Tabii ki, dışarıda teröre verilen destek ve açılan alanın daraltılması/kapatılması için içeride verilen mücadelenin yöntemi de önemli hâle gelmektedir.

Bölgesel ve küresel alanda terör örgütü ve bileşenlerine karşı diplomasi yoluyla sonuç almaya çalışırken içeride örgütün bileşenlerini meşru gören ve onları meşrulaştırmaya yönelik her açıklama, adım ve girişim dışarıda yürütülen mücadeleyi sekteye uğratacaktır.

Canını ortaya koyan güvenlik güçleri, hangi kimliğe sahip olursa olsun birileri, terör örgütünün destekçilerini ve onların farklı yapılarla varlık gösteren bileşenleriyle iş birliği yapsın diye terörle mücadele etmiyor.

Sonuç alınmak isteniyorsa, terör örgünün bileşenleriyle de uygun enstrümanlarla mücadele sürdürülmelidir.

Sığ siyasi çıkarlar uğrana terör örgütünün bileşenlerinin sözcülüğüne soyunmak ve onların avukatlığını yapmak ancak teröre alan açar.

Bizim ihtiyacımız teröre ve bileşenlerine nefes aldırmak değil, aksine alanda mücadele eden güçlere motivasyon verecek adımlardır.

Doğrudan terör örgütüyle mücadele kadar bileşenleriyle de mücadelenin sürdürülmesi olmazsa olmazdır.

Yoksa kısır döngü devam eder…

Anlayana…