Bu ne hâl böyle tarafsızlar!

A -
A +
Bizi yıllarca, "AK Parti yalakası" ilan eden, "Erdoğan'ın önünde el pençe divan duruyorsunuz" diye hakir gören, "Neredeyse tapacaksınız, neredeyse secde edeceksiniz" diyen televizyoncuların ve gazetecilerin ibretlik hâllerini izliyorsunuz değil mi? Ben bir iki tanesini izleme şansı buldum. Yeminle söylüyorum, midem kalktı diyebilirim.  "Bunlar Erdoğan'a soru sormaya korkuyor. Bunlar var ya bunlar Erdoğan tarafından ellerine tutuşturulan sorular dışında sorular soramıyor" diyenler ne hâllere düşüyormuş Allah'ım! Sözcü'nün tüccar yazarı Yılmaz Özdil, Ekrem İmamoğlu'nu daha bir şey olamadan asrın lideri ilan ediyor, "O var ya o. O bizim namusumuzdur, onurumuzdur" diye yazılar döşeniyor.  Bir başka Sözcü yazarı, "O, Allah'ın bize bir lütfudur. Hep birlikte koruyacağız" diyerek âdeta secdeye gidiyor. Bir başkası, diğer şehirlere sesleniyor, "Gelin İstanbul'a hem Ekrem İmamoğlu'nu görün hem de kendisine destek verin" diye çağrılar yapıyor. Yılların Ayşenur Arslan'ı, programına konuk ettiği Ekrem İmamoğlu ile selfie fotoğrafları çekiliyor, "Mutluluktan uçuyorum ayol" notuyla sosyal medyada paylaşıyor. Hele bir Okan Bayülgen programı var ki inanamazsınız! Seyircisiz olan program konseptini seyircili hâle döndüren, Ekrem İmamoğlu taraftarlarını stüdyoya doldurduktan sonra İmamoğlu'nu janjanlı sözlerle anons edip dakikalarca alkışlatan Bayülgen'in vıcık vıcık hâllerini izlemenizi öneririm. İmamoğlu'nu ayakta ve alkışlayarak karşılıyor, seyirciyi ayağa kalkıp alkışlamaları için teşvik ediyor. İmamoğlu oturunca oturuyor, kalkınca kalkıyor falan... İmamoğlu ağzını açıp konuşmaya başlayınca "Bravo, işte bu, işte bu" dercesine ilk önce o alkışlıyor. Yetmiyor seyirciye "Haydi siz de alkışlayın" diyerek el kol hareketleriyle işaretler veriyor. Allah'ım Allah'ım! Hele bir an var. İmamoğlu'na burunları birbirine değecek şekilde sokulup, "Yahu Ekrem Bey, bu kadar iyi, bu kadar temiz olmamanız lazım. Yani yaşadım diyebiliyor musunuz? Yani bütün kurumlar ve bütün siyasi rakipleriniz sizinle ilgili çalışmalarına rağmen aleyhinize kullanılacak bir şey bulamıyorlar. Yani lütfedip kabul ederseniz size dostunuz olarak bir soru sormak istiyorum. Yahu yani sizin yaşadığınız da bir hayat mı?" demesi yok mu? Seyirciden alkış, alkış, alkış! O anın görüntülerini bulup, CHP adayının bu soru(!) karşısında nasıl bir şekle büründüğünü izlemelisiniz.  Yok böyle bir şey diyeceksiniz! Ciddi televizyon programlarında kendisine çalışmadığı yerden gelince, "Oraya bir ünlem koy. Buraya noktalı virgül koy. Şuraya da soru işareti ekle. Şu kısma tırnak aç, şu kısma da parantez aç ve kapat. Bak ama hemen yap yoksa şimdi kalbim kırılacak" diyen İmamoğlu bir mutlu, bir mutlu ki sormayın. Cem Yılmaz, televizyonlardaki bazı programları eleştirirken, "Ulan hani marjinal bizdik" diye soruyor ya hani... O soru aslında tam bu arkadaşlara sorulacak cinsten... "Yahu hani yandaş ve yalaka olan bizdik. Bu ne hâl tarafsızlar?" diye sormak lazım. Ne diyordu Nihat Genç? "Altı ay önce adını sanını bilmediğiniz bir adamın önünde neredeyse secdeye kapanacaksınız. Âdeta köpekleştiniz yahu bu ne rezilliktir?" diye soruyordu. Hakketten ya! Nedir bu utanç içinde izlediğimiz gülünç hâlleriniz ya! 17 yıllık siyasi hayatında Erdoğan'a yapılmayan yandaşlığı ve yalakalığı 6 aya sığdırdınız. Erdoğan 17 yıldır bu topraklara hükmetmesine rağmen, dünya üzerindeki tüm mazlumların ve mağdurların umudu olmasına rağmen böyle bir muameleye maruz kalmadı. Adamınız henüz İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı iken, yani daha bir şey olamamış iken bu kadar "tapınıyorsanız", yarın hasbelkader bir şey olduğunda ne yapacaksınız acaba?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.