"Katil devlet, yıkılacak elbet!"

A -
A +
 
Koronavirüsün bütün dehşetiyle üzerimize çöktüğü günlerden geçtik, geçiyoruz. Ama derdi, tasası korona olmayan birileri var... 
Türkiye'nin koronalı günlerden az zayiatla çıkması onları hayal kırıklığına uğratmış gibi görünüyor. İtalya'da olduğu gibi, İspanya'da olduğu gibi on binlerce insanımızı bu vebaya kurban vereceğimizi düşünüyorlardı ilk günlerde...
Ekran ekran dolaşıp, "İtalya'dan beter olacağız" diye korku pompaladıklarını, sosyal medyada vesvese yayıp, "Hükûmet sayıları saklıyor" dediklerini unutmadık.
Daha çırpısız konuşanları ise, "AK Parti ekonomik olarak da sağlık altyapısı olarak da bunun altından kalkamaz. Hazırlanın, iktidar el değiştirecek" diyordu. 
Beklentileri gerçekleşmeyince hayal kırıklıkları öfke nöbetlerine dönüştü.
Bu kez ekran karşısına bardak gibi dizilip, "Erken seçim" demeye başladılar. Yetmedi, ufukta bir seçim olmamasına rağmen, "Saraydakini devireceğiz. Ya seçimle ya da başka türlü gidecekler" diyerek hafızalara darbeyi getiren imalarda bulundular.
Bu söylemler seçmen kanadında, bir çığlıkla karşılanınca ondan da geri adım attılar.
Şimdi...
Şimdi yeni bir versiyon deniyorlar.
Hem de bir arka sokak kasabı gibi değil, bir cerrah titizliğiyle toplumun sinir uçlarına dokunacak şekilde yapıyorlar bunu.
Üzerimize provokatif eylemler yağıyor.
Kiliselere saldırmalar, Dink ailesini yeni bir katliamla tehdit etmeler, sokak kavgasında can verenleri Kürt olduğu gerekçesiyle öldürüldüğünü söylemeler. Tıpkı Yasin Börü ve arkadaşları gibi, halka yardım paketi dağıtan Vefa gruplarına saldırmalar ve daha niceleri...
Tam da bu ortamda...
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu sanki kulağına bir şeyler fısıldanmış gibi ekran karşısına geçiyor, "İktidar yeni bir OHAL ilan etmeye çalışıyor. Daha baskıcı bir yöntemle ülkeyi yönetmeye çalışacaklar. CHP'lileri sokağa çekmeye çalışıyorlar" diyor.
Hani böyle bir intiba var mı diye sorsanız, inanın mahalle kahvelerinde bile bunun muhabbetine rastlayamazsınız. Ama dedim ya, CHP lideri kulağına fısıldanmış gibi bu iddiayı temellendirmeden, delillendirmeden şappadanak ortaya atıveriyor.
Bir iki gün sonra...
Kılıçdaroğlu'nun bu tuhaf açıklamasını işaret fişeği olarak gören karanlık tipler İstanbul'un Kadıköy semtinde ortaya çıkıyor. 
Sorduğunda, "Amerika'daki şiddet olaylarını protesto etmek için bir araya geldik" diyorlar. Ama eylemlerine bakıyorsun, Amerika ile, Amerika'daki olaylarla zerre-i miskal ilgileri yok.
Polisin katliam yaptığını söylüyor, polisi istemediklerini ifade eden lanetli sloganlar atıyorlar. Polise saldırıp, sokakların altını üstüne getiriyorlar.
O sırada şu sloganı atıyorlar:
"Katil devlet, yıkılacak elbet!"
Birkaç kişinin ağzından çıkmıyor bu kan dondurucu söz. Yüzlercesi binlercesi aynı anda inançla haykırıyor bunu. Ve onların bu sloganlarına eşlik eden on binlerce sosyal medya kullanıcısı...
"Kâhin" değilim ama şunun olacağından adım gibi eminim:
Koronavirüs illetinden kurtulduğumuz günler gelir gelmez bu tür eylemleri, bu tür ayaklanmayı andıran hareketleri daha çok göreceğiz. Ateşle barutu bir noktada buluşturmak için çabalayacaklarından şüpheniz olmasın...
Bir infilak noktası buluncaya kadar devam edecekler.
Merak edip, "İyi de devlet her gün hücre evlerine ve suç oluşumlarına operasyon yaparken, bunlar bu planları nerede yapıyorlar?" diye sorabilirsiniz.
Cevabı çok basit!
Sosyal medyada...
Haberleşme programı olarak bilinen Telegram'ı bu aralar FETÖ'nün ByLock'u gibi kullanıyorlar. Orada "İsimsizler" olarak kurdukları grup üzerinden plan yapıyor, sonra bu planları Twetter'da paylaşarak kendi yandaşlarını harekete geçiriyorlar.
Gazetem Türkiye'nin yazarı Yücel Koç'un o yazısını yeniden hatırlatmaya gerek var mı bilmiyorum. 
"Ha dağlarınızda teröristlerin serbestçe dolaşmasına müsaade etmişsiniz, ha internette istediği gibi propaganda yapmasına izin vermişsiniz!
Ha devleti ele geçirmek için örgütlenen hainlere 'buyur' demişsiniz; ha siyasette, medyada, sosyal mecralarda fitne yaymasına göz yummuşsunuz! Bunların birbirinden farkı yok..." demişti Yücel Koç...
Devletin bunu fark etmesi ve bir operasyon yapacaksa buradan başlaması gerekiyor.
Çünkü bir fitne çıkacaksa buradan, yani Twetter'dan çıkacak!
Benden söylemesi...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.