Eniştem rektör olsun mu?

A -
A +

Melih Bulu'nun Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü'ne atanması tartışması gündemin ilk sırasındaki yerini koruyor.
Rektör Bulu üzerinden ortamı kızıştırmayı hedefleyen CHP, "Kayyum rektör" algısı üzerinden bir infilak noktası arıyor. Boğaziçi'nin genç öğrencileri de geriye bakıp eskiden bu işlerin nasıl yapıldığını araştırmadığı için maalesef bu algı operasyonunun piyonu oluyor! Belki birkaçı duyar veya okur diye çok değil, bundan 15-20 yıl önce bu işlerin nasıl yapıldığını sırasıyla anlatayım...  O tarihlerde ataması yapılacak olan rektörlerde aranan en önemli kriter CHP'li olmasıydı. CHP'li olmayan birinin rektör olarak atanması neredeyse yasak gibiydi. Birkaç örnek vermek gerekirse... AK Parti'nin iktidara geldiği ve ülkeyi yönetmeye çalıştığı yıllardı. Askerinden üniversitesine, siyasetçisinden sanatçısına varıncaya kadar herkes katıksız bir AK Parti düşmanlığı yapıyordu.  Düşmanlık yapanlardan biri de Ural Akbulut adında bir öğretim görevlisiydi. Öyle bir düşmanlık ki sokaklara inip hükûmet karşıtı eylemlere katılmak bile onun AK Parti'ye olan düşmanlık ateşini dindirmiyordu... Günlerden bir gün Ural Akbulut'u CHP Meclis Grup Toplantısı'nda Deniz Baykal'ın konuşma yapacağı kürsüde gördük. En hırslı siyasetçilere taş çıkartırcasına AK Parti ve Erdoğan'a sallıyordu Ural Akbulut... Aradan kısa bir süre geçti ve Ural Akbulut, dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından Orta Doğu Teknik Üniversitesi'ne rektör olarak atandı! Bu atamanın hikmeti kısa süre sonra anlaşıldı. Ural Akbulut'un sadece CHP kökenli biri olmadığı, aynı zamanda dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın eniştesi, CHP Denizli Milletvekili Mehmet Uğur Neşşar'ın ise kayınbiraderi olduğu ortaya çıktı.  Bir başka atama... Profesör Doktor Fazıl Necdet Ardıç... Ahmet Necdet Sezer tarafından rektör olarak atanan bir başka isimdi. Rektörlük seçimlerinde rakibinin yarısı kadar bile oy alamayan Ardıç, AK Parti'ye kapatma davası açan, daha sonra ise 367 garabeti ile ülkeye Cumhurbaşkanı seçilmesini engelleyen Sabih Kanadoğlu'nun damadıydı... Durun daha bitmedi. Aksine çok daha beter örnekler vereceğim şimdi... 19 Mayıs Üniversitesi Rektörü Ferit Bernay. Maliye Bakanlığı Bernay hakkında yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle kabarık bir rapor hazırladı. Dosyada yok yoktu ama Ahmet Necdet Sezer kendisine sunulan bu dosyaya rağmen CHP'nin ricasını kırmadı ve Bernay'ı rektör olarak atadı... O zamanlar CHP'nin arka bahçesi olan YÖK soruşturma izni vermediği için Bernay işlediği yolsuzluklardan dolayı ancak 2009 yılında ceza alabildi. Devam edelim... Kocaeli Üniversitesi'nde ise rektörlük atamasına bile gerek duyulmadı! Şaka yapmıyorum, vallahi aynen dediğim gibi oldu. "Yok artık, nasıl yani ya!" dediğinizi duyar gibiyim. O iş de şöyle oldu. CHP'li Bakan Ahmet Şener'in kızı Sezer Şener Komsuoğlu, rektörlük koltuğunu kocası olan Baki Komsuoğlu'ndan devraldı. Onayı veren isim ise yine dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer idi... CHP'liler Melih Bulu'nun AK Parti'den milletvekili aday adayı olmasını konuşup duruyor ya hani. Koltuğu kocasından devralan Komsuoğlu o tarihe kadar bir kez DSP'den, iki kez ise CHP'den milletvekili aday adayı olmuştu.  Örnekleri anlatmaya devam etsem sonu nerede ve ne zaman biter inanın ben de bilmiyorum.   Kemal Gürüz'ün YÖK Başkanı olmasının, "Ordu Göreve" pankartının arkasında yürüyen Kemal Alemdaroğlu'nun, ikna odalarını kurarak başörtülü kızları soyma görevi edinen Nur Serter'in, "Ha camiye ayakkabıyla girmişsin, ha üniversiteye başörtüsüyle. Arada fark yok" diyen Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın'ın CHP ile ilişkisini hepiniz zaten biliyorsunuz... 1500 oy alan kişiye karşı 1 oy alan kişilerin nasıl rektör olduğunu anlatmaya gerek duymuyorum bile... Evet... Melih Bulu üzerinden kıyameti koparanların sicili bu tür kirli ilişkilerle dolu. Ve şimdi bunlar, "Üniversite öğrencilerinin istemediği Melih Bulu derhal istifa etsin" diye sözüm ona ültimatom yayınlıyor. Dikkatinizi çekerim! Boğaziçi'nde okuyan öğrenci sayısı 15 bin... Boğaziçi Üniversitesi önünde eylem yapanların sayısı ben diyeyim 300, siz deyin 500 kişi. Bunların yarısından fazlası da öğrenci bile olmayan terör örgütleriyle irtibatlı tipler...  Yaklaşık 13-14 bin öğrenci yapılan atamaya tepki koymuyor, yapılan eylemleri belki de gereksiz görüyor. Ama CHP'liler buna rağmen "değişecek" diye diretiyor. Yani anlayacağınız azgın azınlık eski Türkiye'nin özlemiyle son kozlarını oynuyor.  Peki başarırlar mı? Zor... Çünkü bu kez yanlarında Ahmet Necdet Sezer yok. Karşılarında dimdik duran Recep Tayyip Erdoğan var!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.