Mehmet Oruç’u yâd ederken...

A -
A +
“O namaz konusunda da hassas bir mümindi, beş vakti cemaat ile kılmaya özen gösterirdi...”
 
Mehmet Oruç… Yıllarca bu gazetede Bizim Sayfa’da, Gönül Sultanları isimli köşede siz değerli okuyucularımıza dini sohbetler yazdı… Her fâni gibi o da Rabbin verdiği ömrü tamam edip 8 Mayıs 2011 Pazar günü, uzun süre mücadele ettiği kanser hastalığı sebebiyle ahirete irtihal eyledi… Rabbim mekânını Cennet, derecesini âli eylesin…
Bu sene onun vefatının 11. seneyi devriyesi… Yıllar ne çabuk geçip gidiyor anlamak mümkün değil… 90’lı yıllarda her ayın ilk beş günü ile son beş günü birlikte gazetenin Bakırköy Temsilciliğine gider oradan bizimle birlikte bölgeyi tanıyan arkadaşlarla abone çalışmasına çıkardık…
Ben akşam Kozyatağı’na o ise Fatih’e dönerdi… Bakırköy, Sefaköy, Avcılar, Yenibosna bölgelerinde yaptığımız abone çalışmaları o kadar bereketli geçerdi ki hemen her akşam toplamda yüz elli-iki yüz yeni aboneyle dönerdik…
Mehmet Ağabey iyi bir mümin, iyi bir baba, iyi bir hizmet adamı olduğu gibi aynı zamanda vefa ve arkadaşlık konusunda bir hayli müstesna isimdi…
Bir gün Ankara’da genel müdürlüğe gelmiş eski bir arkadaşını ziyarete gittiğini anlatmıştı… Sekretere ismini söyleyip biraz bekleyince içeri kabul edilmişti…
“Nasılsınız, iyi misiniz?” girişinden sonra genel müdür olan arkadaşı sormuş Mehmet Ağabeye:
-Buyurun nasıl yardımcı olayım size?
-Ben sadece seni ziyarete geldim. Epey zaman oldu görüşmeyeli, bir hâlini hatırını sorayım, dedim.
Genel müdür demiş ki tekrar:
-Tamam abim onu anladım. İyi ettin, ama asıl konuya gel istersen…
-Konu? Konu yok, ben sadece seni görmeye geldim…
Genel müdür, kendini zor sabrederek gülümsemiş:
-Mehmet Bey anladım… Ama bak dışarıda bir sürü bekleyen var… Ne istiyorsan onu söyle de bir an önce konuya gelelim…
Mehmet Ağabey, ayağa kalkmış:
-Eğer iş için bekleyenler varsa zamanınızı almayayım, ben müsaade isteyeyim…
-Ya sen ne için geldin onu söylesene…
-Söyledim ya arkadaş, ben seni ziyarete gelmiştim. Demek ki vaktin yok, hayırlısı olsun…
Bunun üzerine genel müdür olan arkadaşı yine afallamış:
-Yani sen ta Ankara’ya sırf beni ziyaret için geldin öyle mi?
-Evet öyle…
Masaya oturmuş, şaşkın ve hatta duygulu bir şekilde demiş ki genel müdür arkadaşı:
-Abi inan olsun on senedir bu makamda bulunuyorum. Beni hep iş için ziyaret etti herkes. Hâlimi hatırımı sormak için geldiğine inanamadım. İlk defa böyle bir ziyaretçiyle karşılaştım...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.