Ünal Bolat

"Öğretmen para toplama görevini benimle yan yana oturan arkadaşa vermişti. Dolayısıyla durum benim açımdan iyice çıkmaz bir hale gelmişti."

"Annemin gizlediği gözyaşlarından bir iki damlası yüzüme düştü. Gördüm ki annemin gözyaşları sicim gibi akıyordu. Artık gizleyecek bir şey kalmamıştı."

"Dedem elini yavaş yavaş o çizgili kadife yeleğin cebine koydu. Bir müddet durdu. 25 kuruş ha çıktı ha çıkacak diye çok bekledim. Fakat nafile..."

"Ben hayatımda hiç böyle ağlamamıştım. Hıçkıra hıçkıra ağlıyor, babama da sitem ediyordum. Annem üzülüp duruyordu. İşten çıktığımdan haberi yoktu."

"İlk gün... Yaşadıklarım dehşet verici... Veznenin kapısını açarken ben kilidi almak için yere eğildiğimde arkamdan yarı çıplak bir adam yalın ayak kaçıyor!.."

"Sayın Başbakanımızın, bizim gibi mağdur ailelerin mağduriyetini de gidereceğini ümit ediyorum. Çünkü o, haberdar olunca haksızlıklara 'dur' diyor..."

"Demem o ki, Allahü teâlâ nice vesileler yaratıyor yüce dinini kulları öğrensin diye. Hizmet ne kadar zor ise, sevabı da o kadar yüksek oluyor..."

"Tam yedi sene adak kesiyorlar o sene de yaşadığı için Kıymet Abla'ya... El bebek gül bebek büyütüyorlar kızlarını... Adını da Kıymet koyuyorlar."

"Yeni evim, yeni hayatım her şey iyi güzeldi... Ama içimde hep bıçak gibi saplı bir ukde duruyordu... Bu rüya gibi hayat nereye kadardı?.."

"Patronum derme çatma evimize gelip annemden beni istedi. Annem bu derece kibar birini beklemiyordu. Çok sevindi. Mutlu bir evlilik diledi."

"Hakkımda bu kadar bilgiyi nasıl da öğrenmişti... Hem şaşırdım hem hayret ettim? O ise yine aynı samimi duygularla konuşmasına devam ediyordu..."

"Canı gönülden ağlaya ağlaya Mevla'ya yakarırdım hep... Elhamdülillah Rabbim hayırlı arkadaşlarla buluşturdu beni..."

"Bugün bilimin ışığı altında insan isterse erkek isterse kız evlat sahibi bile olabilir, dedi. ‘Evlat, büyük konuşma' dedim ama o ısrar ediyordu..."

"Bu arsaya bir banka talip oldu... İyi de para teklif ediyor... Ama şartı şu ki, arsayı temiz istiyor. Kendileri daha teknolojik bir bina istiylorlar..."

"Bir ananın hıçkırıklar içinde ölüme giden evladını seyretmesinin ne demek olduğunu bilebilir misiniz? Bilemezsiniz. Ancak ana olunca, demişti."

"Yıllar sonra laf lafı açtı çocukluğuyla ilgili unutamadığı bir hatırasını paylaştı... O adamı unutamıyorum diye... Hangi adam dedim merakla!.."

"Çantasından büyük bir titizlikle çıkarıp verdi bankamatik kartını... Beraberinde de bir karton parçası... Kartonun üzerinde rakamlar var iri iri..."

"Teyzem tam bir hafta boyunca evden çıkamamış. Ağlamış insanların zalimce hırpalamasına ve hor görmesine... Teselli de kâr etmemiş..."

"O geçmek bilmeyen yıllar bir bir geçti... Şimdi iş güç sahibi olduk... Geride anılarımız kaldı... Ülkemizin geldiği nokta ise gerçekten sevindirici..."

"O yıllarda Almanya'ya işçi olarak giden öğretmen sayısı 23.000 idi. Ben de bir başka tanıdık vesilesiyle Fransa'ya gitmenin kapısını aralıyorum..."